Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Serra Bucak, “Diyarbakır İktisat Buluşmaları” programında yaptığı konuşmada, “Bu kenti daima birlikte kalkındırmak istiyoruz” dedi.
Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi (OSB), Doğu ve Güneydoğu Anadolu İş İnsanları Federasyonu (DOGÜNSİFED) konut sahipliğinde ve İktisat Gazetesi işbirliğiyle OSB Konferans Salonunda “Diyarbakır İktisat Buluşmaları; Enflasyonist Ortamda İşletmeleri Bekleyen Riskler ve Fırsatlar” isimli program düzenlendi. Programa, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Liderleri Serra Bucak ve Doğan Hatun, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, OSB Lideri Mustafa Fidan, DOGÜNSİFED Başkanı Devrim Türk, Ekonomi Gazetesi muharrirleri, iş adamları ve çok sayıda davetli katıldı.
DTSO Başkanı Mehmet Kaya, Diyarbakır’ın tarih boyunca ticaret merkezi olduğunu kaydederek, “OSB manasında kıymetli kademe kat ettik. Bunun taçlandırılması ve hızlandırılması lazım. Vilayetler ortasında rekabet başladı artık. Yereldeki sivil toplumu güçlendirecek sistemleri kurmadığımız vakit enflasyonla sağlıklı gayret edemeyiz. Ve her vakit bu sıkıntıyla karşı karşıya kalırız” dedi.
Büyükşehir Belediyesi Başkanı Serra Bucak da, belediyelerin, lokal idarelerin bir kentte, her alanda sorumlu oldukları üzere yatırım ve ekonomik gelişmelerde de sorumlu olduğunu söyledi. Bucak, “Hem kalkınma, hem yereldeki ekonomiyi sürdürmek, hem de partimizin siyasetleri gereği olarak ekonomik gelişmeleri destekleyecek çalışmaların elbette yanında olacağız ve ön açıcı olacağız. Tüm yatırımcılar, OSB, odalarla bir ortaya gelip tüm çalışmaları yanlışsız temelde, derin yoksulluğu, derin krizi göreceğimizi daha evvel de söz ettik, bugün de tabir ediyoruz” diye konuştu.
Kayyumlar devrinden krediler ve borçlar bulunduğunu söyleyen Bucak, “Kullandırılan krediler, yapılmış olan borçları bu kent, bu belediye hak ediyor muydu? Hak etmiyordu. Hesap verilemeyen bir yaklaşım ortada var, farkındayız. 8 yıl çok uzun bir mühlet. Bu 8 yılda bir sistem kurulmuş, bunun ismini koymakta zorlanıyoruz, borçlarını, krizlerini her gün yaşıyoruz. Her kurumun, her devletin bir tercihi vardır. Bu tercihte hangi alanlara yatırım yapılacak, hangi alanda gelişmelerin olacağına dair kararlar olur. Kararlarınız istihdamdan yana değil güvenlik siyasetlerinden yana olursa, ülkenin geldiği nokta bu türlü olur. Kararlarınız üretimden yana değil, savaş siyasetlerinden yana olursa elbette üretim gelişmez. Sizin yatırımlarınız eko-kırımdan yana olursa ve üretimden yana olmazsa, bu zenginlikler hiçbir şey söz etmez. Bu kentin zenginlikleri daima anlatılır durulur lakin sanayi, üretim, sıhhate yatırım olmazsa bu yıkıcı siyasetlerin yanında halkları daha da fakirleştiren, krizi derinleştiren durumla karşı karşıyayız. Bu toplum 3 haneli enflasyonla karşı karşıya ise bunda hükümet, biz ve iş adamlarına çok iş düşmektedir” formunda konuştu.
Toplumsal kriz ve iktisadın gelişememesiyle genç nüfusun istihdam edilmediği ve gelecek istikrarı olmadığı için kenti ve ülkeyi terk ettiğine dikkat çeken Bucak, “Yereldeki üretimden bahsediyorsak genç nüfusu, istihdamda yer bulamayan gençlerimizi, bayanlarımızı ve geleceğimizi düşünmek zorundayız. Bu manasıyla ülkenin derinleşmiş meselelerinin yegane tahlilinin olduğunu, bu salondaki herkes bilmekte. Bugün burada yatırımcılar var. Merkezi hükümeti ne kadar eleştirsek de burada mahallî iktisat siyaseti üretmek zorundayız. Yüksek güç ve ham husus, katlanan kira, artan enflasyon bütün iş adamlarını, üreticileri derin bir biçimde etkilemekte. Bizler birlikte bir ömür sürmeyi niyet ettiğimiz bu topluma karşı sorumluluk sahibiyiz” tabirlerine yer verdi.
Yerel idareler olarak iki aydır mazbatalarını aldıklarını hatırlatan Bucak, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Bu kenti daima birlikte kalkındırmak istiyoruz. Bu adaletli bölüşümü daima birlikte kurabilirsek diğer yerlere de örnek olabiliriz. Derin bir yoksulluk bu kenti sardı, sarmaladı. Bunun yükünü hissettik. Bu salonda oturan bu kente gönül vermiş her bir yatırımcı, iş adamı tıpkı sorumluluğu, yükü uzun yıllardır yaşıyor. Bir yandan bu ekonomik krizlerle gayret ederken, bir yandan bu kentte kalma inadını sürdüren, istikrarın önüne güvenlik siyasetlerinin konulduğu bir kentte, kredilerin bile hakikat yere gidemediği bir yerde, ısrar etmek, inat etmek, yatırımları burada kalıcı kılmak için çabalamak sizin de değerli sorumluluğuydu. Kayyumların 8 yılda oluşturduğu tahribatı bir biçimiyle tolere edebilen, bir biçimiyle bu kentte tekrar de istihdam imkanları ve ekonomik perspektifler sağlayan, bu kentin gelişmesi mümkün diyen, tarım ve turizm açısından bu kenti değerli kılmaya çalışan tüm yatırımcılara teşekkür etmek istiyorum. Bundan sonra hakikat bir ekonomik gelişmenin yanında yer alabilmeyi çok önemsiyoruz.”
Açılış konuşmaları akabinde akademisyenler, sunumlar yaptı.
İHA
