6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli zelzelelerde Diyarbakır’da yıkılan ve 38 kişinin hayatını kaybettiği, Dündar Apartmanı’na ait davada yargılanan 3 sanıktan tutuklu 2 müteahhide verilen 13 yıl 4’er ay mahpus cezasıyla ilgili gerekçeli karar hazırlandı.
Merkez Bağlar ilçesinde 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen yıkıcı zelzeleyle yıkılan Dündar Apartmanı’nın davasına ait, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 20 Mayıs’taki karar duruşmasında tutuklu müteahhitler Sercan Erbey ve İlhami Dündar hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin vefatına ve yaralanmasına neden olma” hatasından verilen mahpus cezası ile tutuksuz sanık arsa sahibi Seydo Bozkaya’nın birebir cürümden beraatine ait gerekçeli karar yazıldı. Kararda, sanıklar ve zelzelede hayatını kaybedenlerin yakınları ile şahitlerin soruşturma ve dava evresindeki sözlerine yer verildi.
Kararda, “Dündar Apartmanı’nın ruhsatsız, projesiz ve kaçak olarak inşa edilmesi, gereç özelliklerindeki yetersizlikler, uygulama ve personellik kusurları, binanın kontrolsüz yapılması nedeniyle yıkılmış olduğunun belirtildiği görülmüştür” denildi.
Binanın imal kademelerinde sanıkların rolünün de değerlendirildiği vurgulanan kararda, “Söz konusu binanın temeli ile taban üstü dükkan ve 4 katının müteahhit Sercan Erbey tarafından yapıldığı, her iki sanığın kısmen ortak beyanlarıyla anlaşılmıştır. Binanın 10 katlı olarak sanık Erbey mi yoksa sanık Dündar tarafından mı yapıldığı tam olarak ispat edilememiş fakat her iki sanığın beyanlarında ortak olan konu binanın tamamlanmasında yer aldıkları formunda belirlenmiştir. Kaçak olan binanın projesiz ve ruhsatsız olması, binada kullanılan materyallerin eksikliği, bu eksikliğe karşın binanın yüksek katlı yapılması ve binaya fazladan yük bindirilmesi (başta asansör olmak üzere öteki etken hususlar) karşısında yıkılan binada sanıkların kusurlu oldukları kabul edilmiştir. Sanıkların beyanlarının içeriği tam olarak ispat edilemediğinden kusur oranı mahkememizce ayır farklı yapılmamış, her iki sanığın da ortak kusurlu olduğu kabul edilmiştir” diye belirtildi.
Binanın sanıklar tarafından kaçak, projesiz ve ruhsatsız yapıldığı bildirilen kararın sonuç kısmında şunlar kaydedildi:
“Binanın üretim etabında kullanılan materyallerin yetersiz olduğu, tekrar binanın fazla katlı olması, asansör bulunması, elektrik ve kalorifer sistemlerinin eklenmesi karşısında binaya fazladan yük binmiştir. Binanın üretim evresinde çalışanların yetersiz olması nedeniyle personel yanılgılarının oluştuğu, sanıkların tüm bunları bildikleri yahut bilecek durumda oldukları halde binayı tamamlayarak kat sahiplerine teslim etmeleri karşısında iki sanığın da yıkılan binada asli kusurlu oldukları mahkememizce kabul edilmiştir. Binanın kaçak ve temelinin yetersiz olması karşısında sanıkların hareketlerinin sonucunu öngördüğü halde gerekli dikkat ve itinası göstermeyerek 10 katlı olan Dündar Apartmanı’nın olağan bir binada olması gereken kuralları taşımadığından sanıkların şuurlu taksir ile hareket ettiği mahkememizce kabul edilmiştir. Sanıkların hareketi ’bilinçli taksir’ kapsamında değerlendirilmiş ve bu nedenle sanıklar hakkında ceza tayin edilirken TCK’nin 22/3 unsuruna istinaden artırım yapılmasına kanaat getirilmiştir.”
Bozkaya’nın yıkılan binanın yer aldığı arazinin sahibi olduğu belirtilen kararda, kat karşılığı sanıklarla anlaştığı, binanın üretiminde ya da sonrasında rastgele bir dahilinin olmadığının anlaşıldığı belirtilerek, üzerine atılı hatadan beraatine karar verildiği tabir edildi.
Mahkeme heyeti, 20 Mayıs’taki duruşmada oy birliğiyle alınan kararda 2 sanığın “bilinçli taksirle birden fazla kişinin vefatına ve yaralanmasına neden olma” cürmünden 13 yıl 4’er ay mahpusla cezalandırılmasına, bir kişinin de isnat edilen cürümden beraatine hükmetmişti.
İHA
