“Yıldız Anneler” programı, olimpik ve paralimpik atletler ile annelerini bir ortaya getirdi.
İstanbul’da düzenlenen aktifliğe P&G Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Yönetim Kurulu Lideri Tankut Turnaoğlu, Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı Murat Aksu, Türkiye Ulusal Olimpiyat Komitesi (TMOK) Genel Sekreteri Sevinç Gündoğan, atletler ve aileleri katıldı.
Programda Türkiye’de spor kültürünü yaygınlaştırmak ve çocukları spora teşvik etmek gayesiyle 2014 yılında başlattığı Yıldız Anneler Projesi’nin 10. yılında P&G Türkiye’nin, takviye verdiği sportmen ve anne sayısını 47’ye yükseltildiği de belirtildi. Araştırmalar sonucu, sporu bir meslek olarak seçmesini isteyen ebeveynlerin sayısının ise 5 yıl öncesine oranla yüzde 18 artarak, yüzde 55’e yükseldiğini ortaya koyulduğu söz edildi.
Programın açılış konuşması için kelam alan Tankut Turnaoğlu, “Olimpiyatlar yolunda Olimpik Anneler Projemizi, Yıldız Annelere dönüştürdük. Şu anda yalnızca Olimpiyat Komitesi P&G olarak Türkiye Ulusal Paralimpik Komitesinin de sporcusuyuz. Hatta biz aslında sportmenlerin değil onların annelerinin sporcusuyuz. 37 tane olimpik atlet ve annesine 10 tane de paralimpik sportmen ve annesine takviyemizi tekrar duyurmuş olduk. Paris Oyunları biliyorsunuz bizim katıldığımız birinci olimpiyat oyunları tam 100 yıl sonra yeniden Paris’te oluyor. Bugün bir şey daha duyurduk, 10 yıl evvel bu projede yola çıkarken daha çok çocuğun tertipli spor yapmasını hedefledik. 2014’te bu yola çıktığımızda 10 çocuktan 2’si sistemli spor yapıyordu. Sonra 2019’da tekrar ölçtük ve 10 çocuktan 3’e çıkmıştı. En son 2024 ölçümüzü bu hafta bitirdik ve artık 10 çocuktan 5’i sistemli spor yapıyor. Kızların erkeklere oranlara daha çok spor yapma oranı arttı” diye konuştu.
“Annelerin çocuklarını spora yönlendirmesini teşvik ettik”
Annelerin çocukları spora yönlendirmesinde teşvik edici rol oynadıklarını söyleyen Türkiye Ulusal Olimpiyat Komitesi Genel Sekreteri Sevinç Gündoğan, “Annelerin çocuklarını spora yönlendirmesini teşvik ettik. Dayanaklarımızın tesiriyle daha evvel madalyalar kazanamadığımız branşlarda da bunları artırdığımız bir 10 yılı geride bıraktık. Projemizin olimpik düzeydeki takviyelerinin yanında kıymetli taraflarından biri de toplumsallaşma oldu. Yurt çapındaki okullarımıza spor gereci temin ederek çocukların sporla tanışmasına vesile olduk” sözlerini kullandı.
Türkiye Milli Paralimpik Komitesi Başkanı Murat Aksu ise, “Ben inanıyorum ki yeni başladığımız bu yolda eşitlik unsuru gereği inşallah kısa müddette biz de 37’yi tamamlarız. Natürel çok yeni olduğumuz için bizim için çok büyük bir sayı işin latifesi bir yana çok keyifli sizlerle çalışmak sahiden. Burada olduğum için çok memnunum. Bütün olimpik ve paralimpik atlet kardeşlerime Paris 2024’te hepsine muvaffakiyetler diliyorum. Allah hepinizin yardımcısı olsun” dedi.
“Kendimi özel hissediyorum”
Kariyer seyahatlerinde annelerin en kıymetli rol sahibi olduğunu söyleyen Ulusal Boksör Buse Naz Çakıroğlu, “İyi ve özel hissediyorum her şeyden evvel. Zira bizler için bu seyahatte onlar en değerli rol sahibi. Onların yalnızca biz tarafından değil herkes tarafından paha ve kıymet görmesi bizim için çok manalı. O yüzden kendimi özel hissediyorum” açıklamasında bulundu.
Buse Naz Çakıroğlu’nun annesi His Çakıroğlu ise, “Spora başlayana kadar biz yalnızca izleyici olarak sporun içerisindeydik. Daha sonra onunla birlikte fizikî olarak katkı sağlayamazsak da maddi manevi olarak her vakit yanında olmaya çalıştık. Bir formda de sporun içinde her vakit olduk. O süreçten sonra” dedi.
“Paralimpik sporların gelişmesinde en büyük etkenlerden biri ebeveynler”
Paralimpik Masa Tenisi Sportmeni Abdullah Öztürk, “Tüm engelli sporların tarihi geçmişi çok önceye dayanmıyor. Paralimpik sporların gelişmesinde en büyük etkenlerden birisi ebeveynler. Zira hala meskenlerinde dört duvar ortasında oturan arkadaşlarımız var. Onları anne ve babasının cesaretlendirmesi lazım” diye konuştu.
Sporcu Abdullah Öztürk’ün annesi İkbal Öztürk de, “Birinci sınıfta kas erimesi teşhisi konuldu. 1 kilo doğdu. Sonra 7 yaşına kadar köyde kaldı. Geçim çok zordu. Birinci sınıfı okulda okudu sırtımda götürüp getirdim. Birinci sınıfı bitirdikten sonra Ankara’ya gitme kararı aldık daha çok imkanımız olur diye. Ortopedik okulda ikinci sınıftan başladı. Orada spora başladı. Hem okula gidip hem de spor yapıyordu. Evvel basketbol ile başladı” kelamlarını lisana getirdi.
İHA
