AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in açıklamalarından satır başları:
“Birileri gidip de Diyarbakır annelerini görmezden gelerek ‘Ben Kürt sorunundan bahsediyorum’, ‘Ben Kürt çocuklarının sorunlarından bahsediyorum’ ‘Ben şu yasaklara karşıyım’, ‘Ben şu şekilde demokrasi mücadelesi veriyorum’ dediği anda, Diyarbakır annelerinin mücadelesine destek veren bir tutum içerisine girmiyorsa, bilelim ki otomatikman ikiyüzlü bir adrese kendisini postalamış olur.”
“Ermenistan, ateşkesi ihlal ederek sivilleri vuruyor. Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği şekilde, Türkiye sonuna kadar Azerbaycan’a olan desteğini sürdürecektir. Azerbaycan’ın yaptığı şey bir vatan savunmasıdır, Ermenistan’ın yaptığı şey ise saldırganlıktır”
“Türkiye hukuki temelde haklarını savunmaya devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti bir müzakere devletidir. Esas ilkemiz ‘yurtta sulh cihanda sulh’ ilkesidir. Ancak burada münaza bozan taraf Yunanistan olduğu için fiili hiçbir şeye izin verilmeyecektir.
Müzakereyi bir istismar aracı olarak kullanıp sahada fiili durum oluşturma peşinde koşanlar varsa Türkiye’nin buradaki kararlılığı esastır. Yunanistan tutumunu değiştirirse Türkiye müzakereden yana. Yunanistan Girit adasının güneyine doğru bir takım çalışmalar yapacağını söyleyerek Libya’nın da haklarını ihlal etmeye çalışıyor. Yunanistan bunu alışkanlık haline getirmiş
KKTC Cumhurbaşkanlığında geçmiş dönemde duyduğumuz Türkiye’yi, Kıbrıs davasını, Kıbrıs Türkü’nü inciten mesajların siyasi dönemi kapanmış oldu.”
Türkiye’nin etrafındaki tehditlerden doğan hava savunma ihtiyacı net bir ihtiyaçtır. S400 tedariki bir tercih olarak değil Türkiye güvenliğinin bir gerekliliği olarak önümüze gelmiştir. Bir takım aşırı üsslup sahipleri Türkiye’nin NATO üyeliğini sorgulamaya kalkıyor. Türkiye bir NATO üyesidir, bu sorgulanamaz. Türkiye’nin S400’leri kullanması güvenlik ihtiyaçları için bir zorunlulukken bu NATO’nun kontrol sistemine entegre edilmeyecek. Bu Türkiye’nin NATO üyeliğiyle çelişen bir durum değildir.
MACRON’A SERT TEPKİ!
Libya’da uyguladığı politikası çökünce Türkiye’ye saldırdı. Kendi kafasına göre dinleri formlara sokmak istiyor.
Macron’un sözleri DEAŞ gibi örgütlere ideolojik mühimmat ve lojistik sağlıyor. Yaptığı şey Fransa toplumunun da huzurunu bozacak bir şeydir
Avrupa’daki Müslümanları taciz etmek sadece ve sadece oradaki ırkçıların işine yarar, ırkçıları sevindirir. Avrupalı müslümanlar, Avrupa demokratik toplumlarının ayrılmaz bir parçasıdır. İslam’ı terörle yan yana kullanan bir metni, yasa adı altında Bakanlar Kurulundan geçireceğini söylemesi büyük bir basiretsizliktir. Macron’un sözleri DEAŞ gibi örgütlere ideolojik mühimmat ve lojistik sağlıyor. Yaptığı şey Fransa toplumunun da huzurunu bozacak bir şeydir
Biz Fransa’daki öğretmenin öldürülmesinden de üzüntü duyduğumuzu, kınadığımız açık bir şekilde ifade ediyor. Ancak Macron’un o karakütürleri, binalara yansıtması binlerce müslümanı inciten bir olaydrı, asla kabul edilemez. Macron’un ortaya koyduğu tavır Avrupa’da nasıl yanlış davranılırın göstergesidir.
