Bir Başkadır Netflix’in taptazecik yerli dizisi. 13 Kasım 2020’de 8 bölüm halinde yayımlandı ve ilk günden oldukça fazla izleyiciye ulaştı. E tabii ki bana da! Resmi açıklamalara göre dizinin konusu kısaca şu şekilde: “Hayatları farklı, hayalleri farklı, korkuları farklı. Birbirlerine zıt görünseler de yolları kesiştiğinde sınırlar ortadan kalkacak ve hepsi birbirinin hayatına dokunacak.” İzlemek için.
Tüm incelemeler SPOİLER içermektedir.
Birinci Bölüm Mini Özet ve İnceleme
Öykü Karayel’in o beyaz boneli halini gören herkeste diziye yönelik bir merak uyandığına eminim! Ben de bakalım neler yaşamış bu beyaz boneli hanım kızımız diyerek izlemeye başladım ve ilk bölüm tam manasıyla aktı gitti! Bu ilk bölümde Öykü Karayel, Meryem isimli saf bir köylü kızı. Abisi, abisinin eşi ve çocuklarıyla İstanbul’a yerleşmişler. Meryem haftada üç gün evlere temizliğe giderek geçimini sağlarken defaatle bayılması üzerine psikoloğa yönlendiriliyor. Psikoloğu ise Defne Kayalar’ın can verdiği Peri Hanım.
Psikolog Peri Hanım da ayrı bir psikoloğa gidiyor, Gülbin’e. Yani izlediğim her dizide güzelliğine hayran kaldığım biricik Tülin Özen’e! Peri , Meryem ile görüştükten sonra bu görüşmeyi ve görüşme esnasında aklından geçenleri Gülbin’le paylaşıyor. Gülbin’in bakışlarından ve sorduğu tek sorudan çıkarılacak dersler var. Çıkarabilene!
Meryem şehre gelmiş masum bir köylü. Abisinin eşi depresyonda olduğundan aileyi çekip çevirme görevi ona kalmış. Biricik mentoru Ali Sadi Hocanın da sözünden çıkmıyor, müridi gibi. Bir kez nişanda, bir kez düğünde bir kez de Esra Erol’un evlilik programını izlerken bayılmış. Fizyolojik bir sorun bulunamadığında doktorlar psikolojik olabileceğini düşünmüşler. Eh, kulağa mantıklı geliyor. Meryem’in konuştuğu Dr. Peri ise doktorların yüz karası, üstelik kendisi de farkında. Meryem’i dinlerken sırf karşısındaki başı kapalı bir kadın olduğu için ona sinirlenebilecek kadar şekilci. Kapalı insanların ülkede çoğunluk ve güçlü kesim olduğuna inanıyor. Dr. Gülbin bu “güçlülük” kavramını açmasını istediğindeyse cevap yok. Gülbin’in yüzüne karşı kapalılara kin kustuktan sonra Gülbin’in başı kapalı kardeşini görmesine ise bayıldım! 😀 Ne güzel söyledi Gülbin: “Takmış kızın tesettürüne, kendisi kafasına çuval takmış farkında değil!”
Güzeller güzeli Meryem’in Sinan Bey’e karşı ilgisi ve iç çamaşırlarını Sinan’ın evinde bırakan kadınlara karşı tepkisi çok tatlı değil mi ya? Yürü be Meryem, herkes donuna sahip çıksın! Ve tabii ilerleyen bölümlerde Gülbin’le Meryem arasında sağlam ilişkiler kurulacağı yönünde kanat oluşmuşken (bende oluştu sizde oluşmadı mı?) Gülbin’le Sinan Bey’in yatması hiç iyi olmadı. Ah be Meryem.
İkinci Bölüm Mini Özet ve İnceleme
Bu bölümde Meryem ve ailesinin hayatıyla ilgili daha fazla bilgi edindik. UP’ta güvenlik görevlisi olarak çalışan abisini Fatih Artman’ın nasıl içten yansıttığını gördük. Hem üzüntüsünü hem öfkesini öyle içten yansıtıyor ki bu adam, rol yapmıyor gerçekten hissediyor gibi. Abinin eşi Ruhiye’nin kafa ise hayırlısıyla going to go. Önce hastanelik oldu, sonra da tutturdu köye dönelim. Endişelendiriyor.
Meryem’in düşkün olduğu Ali Sadi Hoca da oluşturulan izlenimin aksine akıllı, zeki ve mantıklı bir adama benziyor. Umarım hayal kırıklığına uğratmazsın beni Hoca!
Peri Melisa’yla tanıştı. Melisa’yı canlandıran popüler Azeri oyuncumuz Nesrin Cevadzade. Dizide de total izleyici kitlesine hitap eden dizilerde oynayan bir oyuncuyu canlandırıyor. İkinci bölüm itibariyle karakteri ya çok yapay ya da ben kendisine olan önyargımdan ötürü karakterine de ısınamadım. Peri de tam bir uyuz afedersiniz. Bu bölümde onu sevemedim, yorum yok.
Gülbin yine bildiğimiz gibi. Maşallahlık. Meryem’le karşılaştılar bu bölümde ama maalesef Meryem ona pas vermedi. Canım Meryem kıskançlıkla tanıştı.
Dizide Meryem’in Esra Erol fanı olmasından sonra son akşam bir de Çukur izlediler, ülke gündemine bağlılıkları çok sevimli bir detay. Ayrıca yıllardır dışlanan, hakir görülen ve hatta yok sayılan hurma vardı bu bölümde. Hurma ağaçları, arabanın önüne dizilmiş hurmalar, Fatih Artman’ın hunharca hurma yemesi değeri… Yıllarca harcanan bu güzide meyvemizin nihayet hatırlanması göz doldurdu.
İkinci bölüm de bir çırpıda bitti. Üç için sabırsızlanıyorum!
Üçüncü Bölüm Mini Özet ve İnceleme
Ruhiye ve Yasin’in aşkı bu bölümde biraz üzücüydü. Bir tarafın aşamadığı sorunlar yaşadığı, diğer tarafınsa artık bu sorunlarla baş edemediği ilişkiler beni her zaman üzmüştür. Yasin karısına olan sinirini tüm evrene yansıtmaya ant içmişçesine Meryem’e de kızdı. Gariban Meryem’im ses çıkaramıyor.
Yasin’le hocanın kızı Hayrunnisa karşılaştılar bu bölümde. Akıbetleri ne olacak hiçbir fikrim yok ama işler karışacak gibi. Bölümde iki farklı yerde gördüğümüz ruj detayının bir anlamı olmalı.
Meryem Sinan için yaptığı fedakarlıkların aslında Sinan’ın umrunda olmadığını görmedi henüz, biz gördük ve üzüldük. Ayrıca Sinan tam bir pislik sanırım, Melisa’ya karşı yürüyüşlerde. Neyse ki canım Gülbin’im akıllı kadın. Melisa’yı henüz çözemedim. İkinci bölümde çok itici bulmuştum ama bu bölümde gizli faşist Peri ile yaptığı konuşmalarda aslında Peri’den çok daha üstün bir karakteri olduğunu gördüm. Melisa mı iyi yoksa Peri mi çok kötü henüz emin değilim.
Dördüncü Bölüm Mini Özet ve İnceleme
Bolca soru işaretli bir bölümmüş dört. Neler oldu, neden oldu bilmiyorum şu an için. İlerleyen bölümlerde çözülmesi dileğiyle bi inceleyelim bakalım.
Canım ciğerim Gülbin’imin ne karışık ailesi varmış meğer. O mavi gözleriyle tahmin etmesi zor da olsa bir Kürt kızıymış. Ablası Gülan ona kızgın, o ablasına kızgın… Ama yüz yüze görüşüp kavga edebilecekken ablasının ofiste yaptıkları da biraz anlamsız değil mi a dostlar? İnsan sinirini atamaz bile öyle üç parça eşyayla.
Meryem’im çok masum, izlerken bayağı şaşırıyorum. Öykü hanımcım bu rolü nasıl bu kadar gerçekçi oynayabiliyor? Abisi Yasin de bu bölümde pek bir sinir bozucuydu. Hem yengeye hem Meryem’e kızdı köpürdü durdu. Yaşadıklarının ağırlığına veriyor, bu seferlik affediyorum bu tutarsız davranışlarını.
Ali Sadi’nin kızının olayını anlamaya çalışırken bir de eşi Mesude çıktı başımıza. Öldün mü bayıldın mı kız, ne oldu sana?
Sonraki bölümü izleyip hemmen geliyorum!
Beşinci Bölüm Mini Özet ve İnceleme
Mesude gitmiş arkadaşlar, kesin bilgi. Ali Sadi Hoca yıkıldı ama bu bir şey değil. Kızının gerçek yüzünü öğrenirse yıkılacak esas. Yasin’in ta ilk bölümde bar tuvaletinden kovaladığı kızlardan birinin Hayrunnisa olması ve ötekinin de Yasin’in hayatını mahvetmeye ant içmesi? Bilmiyorum. Biraz fazla mı klişe sanki?
Yasin de Ruhiye’den sıkıldı. Yapma be koçum, Meryem yerine onu götür doktorlara, bak nasıl düzelecek hayatınız. Ali Sadi Hocaya da bir danışsan belki okur üfler faydası olurdu.
Ve son olarak bu bölümde Peri’nin anne ve babasını gördük. Tam ondan beklediğim aile. Donuk bir anne ve onun domine ettiği bir baba. Peri de anne babasının yanındayken gözüme daha yaşlı görünmeye başladı. Mesleği bıraksa da sevinsek.
Beşinci bölümden bu kadar!
Altıncı Bölüm Mini Özet ve İnceleme
Peri Meryem’le görüşmeyi ha bıraktı ha bırakacak derken ilişkilerini güçlendirmeyi seçti. Sonra da gidip Gülbin’e ağlayınca Gülbin onunla görüşmeyi bıraktı. 😀 Birbirlerini tanımaya başladıkları için süper vizyona aykırı olacağını söyledi ama bence bundan fazlası var, Peri’yi sevmemesi gibi.
Ruhiye tecavüzcüsünün mezarına tükürmek için köye gitmek istiyordu. Evden kaçıp oğluyla beraber köye gitmiş meğer bu amaç uğruna ama Yasin’in ona yalan söylediğini öğrendi. Tecavüzcüsü hayattaymış. İnşallah eve daha kötü sonuçlarla dönmezsin Ruhiye.
Bu bölüm Ali Sadi Hocanın derdiyle dertlendim. Yaşadığı aşk aşkı çok içten. Böyle yaşlı insanlarda eşe karşı saygı görmek beni her zaman mutlu ediyor. Hastasıyım zamana meydan okuyan aşkların.
Sinan’ı bu bölüme kadar sevmez ve bir kaşık suda boğabilirdim ama Gülbin ve arkadaşlarının konuşmalarına kulak misafiri olduğu sahne beni üzdü, Sinan’a karşı tüm kinim nefretim eridi gitti. Böyle de minnoş bir kalbim var sevgili okur.
Yasin de evine taş atan manyağı bulup Ruhiye’nin hesabını ona sordu. Keşke sormasaydı.
Şimdilik bu kadar!
Yedinci Bölüm Mini Özet ve İnceleme
Hayrunnisa sinirimi bozuyor. Bu bölüm onu yoksayacağım.
Ruhiye sütun ocaklarında anılarını tazeleyedursun tecavüzcüsü tepelerden onu izliyor. Ödüm koptu durdu ikinci bir vaka yaşanacak diye. Yasin neler yapmış meğer, ne mangal yürekliymiş. Bilmiyorduk!
Gülan ve Gülbin arasındaki gerilim gerçekten çok sinir bozucu. Gülan kardeşine başka meselelerden dolmuş da içinde biriken kini kusuyormuş gibi görünüyor. Gülbin’in ablasının önem verdiği bazı değerlerle sıkıntısı var. Bu değerler dini mi, siyasi mi henüz çözemedim ama abla-kardeşin arasını bunlar açmış belli ki.
Gülbin’le Gülhan’ın saç saça kavgaları ve Gülbin’in sıkışınca “Gülan” yerine “abla” diye seslenmesi tam bir Türkiye gerçeği. Helal!
Sinan ya. Kıyamam. İki bölümdür yüreğimi dağlıyor ahahha. Seni o kadar iyi anlıyorum ki. Anne-evlat ilişkisini, iki tarafın da birbirine olan sevgisine rağmen birbirini nasıl kırdığını/kızdırdığını o kadar iyi yansıtmışlar ki, yapacak yorumum yok.
Peri’nin annesinin tek bir telefonu yetti. Peri’nin beyninde şimşekler çaktı. Meryem’i üzmesinin altında yatan nedeni keşfetti ve sanırım -umarım- bundan sonra daha iyi bir Peri olacak. Sezon finalini izlemek için sabırsızlanıyorum!
Sekizinci Bölüm Mini Özet ve İnceleme
Ruhiye’nin dönüşü muhteşem oldu. Yasin’le adamakıllı sohbet ettiler. Yasin iyisin hoşsun, adamlık dersi veriyorsun ama ağlama, beni de ağlatacaksın!
Peri’cim de nihayet gözüme girdi. Hastalarına verdiği telkinleri kendi de uygulamaya başladı sanırım. Ne güzel söyledi:
Hayatımızın belli dönemlerinde duygusal bakımdan tükendiğimizi hissedebiliriz. Duygularımızı nasıl ifade edeceğimizi bilemeyebiliriz. Farklı nedenlerle hayatımızın belli dönemlerinde duygularımızı bastırırız. Sanki bütün hislerimiz bir kafese tıkılmış gibi olurlar ve kaçmamak için direnirler. İçimizde büyük bir huzursuzluk oluşur ve bu durum sadece çevremizdekilerle olan ilişkilerimizi değil, sağlığımızı da etkiler. Duygular gereklidir ve faydalıdır. Tüm duygularımızı hissedebilmek için kendimize izin vermemiz gerekir. Seni, beni, hepimizi kim olduğumuzu tanımaya ve ne istediğimizi öğrenmeye taşıyacak olan köprülerdir duygular. Duygularımızı bastırmak üzerimizde bir yük oluşturur. Bazen kaldıramayacağımız kadar ağır olur bu yük. ve olumsuz etkilerini de sağlığımız bozulmadan anlayamayabiliriz.
Hayrunnisa’yı sevmemekte ne haklıymışım. Al işte, üzdü melek gibi adamı. Gidip Konya’da ne yapıyorsan yapsaydın ya, anana mı üzülsün bu adam, Konya’ya gitmene mi, evden çıkmaya hazır olmana mı? Ama yook, o pis arkadaşının başının altından çıktı her şey ben biliyorum!
Gülbin’im de muradına erer umarım tez zamanda.
Oh, kaliteli sezon finalleri nasıl da huzur veriyor! Dizinin karakterlerini baştan sona çok beğendim. Sevmediğim tipleri her ne kadar bu yazı genelinde hakir görmüş olsam da her biri Türkiye şartlarında karşımıza çıkan/çıkabilecek insanlar ve bu dizideki oyuncuları da hiçbir değişiklik yapmadan günlük hayatımıza yerleştirsek sırıtmayacaklarına eminim. Netflix’in bu tür içimize sinecek yapımları artırması umudu ve yeni yapımlarla da yine sizlerle görüşmek dileğiyle!
