Yaşadığımız Samanyolu Galaksi ’sinde sıralanmış 12 adet takımyıldızı bulunmakta.
Her takımyıldızı ise milyonlarca yıldızı barındırır. Toplum arasında ise bu sistem burç sistemi olarak bilinir. Astrolojinin incelediği özelliklerden biridir burçlar ve her ne kadar bazen saçma inanılması zor gelse de yıldızların ve gezegenlerin hareketlerinin ruh halimizi etkilediği bilimsel olarak da kanıtlandı.
Evrenin de kendi etrafında gözle görülemeyecek derecede yüksek enerjiye sahip bir aurası vardır ve bu enerji ile etrafına değişik kozmik ışınlar saçar. Bu yüzden bizler doğduğumuzda hâkim olan burç sisteminin yaydığı enerjilere maruz kalırız. Bu yüzden bizi olumlu ya da olumsuz yönlerden etkileyerek ruh halimize yansır.
Kozmik enerjilerin en çok etkilediği şeyler ise davranışlarımız, psikolojimiz ve düşüncelerimiz. Doğduğumuz andan itibaren bizi şekillendiren bu ışınlar, empati yapma yeteneğimize, eleştiri duygumuzun güçlenmesine, yaşadığımız olaylara karşı verdiğimiz tepkilere ve en çok da karakteristik özelliklerimizi belirlememizde kendisini belirgin şekilde gösterir. Çeşitli burçtan insanların farklı özelliklere sahip olması bu sebeple açıklanabilir. Ancak burcun başlangıç ve bitiş tarihine yakın bir dönemde dünyaya gelmişseniz o zaman farklı bir enerji sisteminden etkilenirsiniz ve bu genelleme yapılan burçlar için konulmuş özellikleri taşımadığınızı gösterir. Bu yüzden herkes burcunun her özelliğini taşımaz.
Yıldızların etkisi bu kadar yadsınamazken Güneş ve Ay’ında insanlar üzerinde belirli etkileri vardır. Güneş, insanların genelde enerjik ve adeta yaşama sevinciyle buluşmasına neden olurken Ay ise bizlerin duygusal tarafını ve duyduğumuz hisleri etkiler. Gel-git olaylarıyla Ay’ın insanlar üzerinde küçük bir etkisi olabilir ancak insanların daha çok suça eğilimli olduğu, kazaların genelde böyle zamanlarda olduğu belgelense de bu henüz araştırılmakta ve bilimsel olarak kanıtlanamamıştır. Her ne kadar bizlerin karakterlerini etkilese de bazen burçlar haddinden fazla ciddiye alınıp, geleceği görmeye dair ipuçları verebileceği ortaya atılsa da bu gerçek dışıdır. Nedeni ise astrolojinin bir kehanet bilimi olmamasıdır.
