Film diye açtığım Gözcü dizi çıktı a dostlar. On dakika izledikten sonra fark etmem de cabası. Maalesef huydur bende. Ne başladığım kitabı yarım bırakabilirim ne de diziyi. Mecbur izlemeye devam.
Filmimiz, pardon dizimiz yeni bir malikane almak üzere evi görmeye giden bir aileyle başlıyor. İki çocuklu mutlu bir aile görüyoruz. Bakmaya gittikleri ev de, nasıl desem… malikane değil. Köşk değil… Saray değil… Allah herkese nasip etsin. Öyle muhteşem bir yapı.
Aile evi gezerken komşuları da görüyoruz. Önce evde deli gibi dolanan yaşlı abla kardeşle karşılaşıyorlar. Kardeş bildiğin deli, abla da deli gibi görünümlü ama akıllı. Şimdilik. Evdeki servis asansörünün milli bir hazine olduğunu söylüyor abla, Koruma Derneği’nin başkanıymış. Otu potu korumaya çalışanlardan sanırım. Sırf bu asansör hakkında 14 toplantı yapmışlar. İşsizler.
Bu sırada emlakçı da evin annesi Nora’nın bilmem nerden (RISD)arkadaşı çıkıyor. Ev o kadar pahalı ki, daha önce iflas eden ailenin, verilen diğer iki teklifin üzeridne bir teklif vererek bu evi alabilmek için kredi notu yetersiz ve tek yol ellerinde avuçlarında emeklilik planları dahil ne varsa satmak…
Bir başka komşuları da şezlongta uzanıp güneşlenen orta yaşlı bir çift, Mitch ve Mo. Birbirleriyle uyumlu kıyafetler giyiyor ve garip davranıyorlar. Çiti aşıp komşularının bahçesinden arangula topluyorlar ki bu bence garip değil, kadın kendisi ekmiş ve büyürken yan bahçeye kaymış yalnızca. Bir de “Kızın piyano çalmayı kesse olur mu?” diyorlar. Kız piyano çalmıyor ki! Yoksa?? Bir de buraya nasıl girdiniz diye soruyor bizimki. E aradaki çit diz boyu zaten. Üzerinden atlayıp girmesi çok normal değil mi sence de? Ama yok, ileride bir açıklık varmış oradan girmiş… Dizilerdeki böyle gereksiz detaylar beni yoruyor sevgili okur.
Ailemiz bu yeni evlerine alışmaya çalışırken posta kutularında buldukları Gözcü isimli birinden gelen gizemli ve korkutucu mektupla şok oluyor. Çocukların yanında korkularını belli edemeseler de soluğu karakolda alıyorlar. Dedektif de sağ olsun o kadar ilgili ki. Bilmem kaç yıldır buradayım daha bir tane şiddet şiddet suçu işlenmedi burası şehrin en güvenli yeridir diyerek kestirip atıyor. Nora’nın ısrarıyla zarftan DNA örneği alarak analiz yapmayı kabul ettiğinde de bir aydan önce sonuç çıkmayacağını öğreniyoruz. Ayrıca bir ekip otosu birkaç saatte bir devriye atacak evin yakınlarında. Aman ne büyük yardım! Bir de ekliyor: “Yine de, bence bu kötü bir şaka.”
Nora ve emlakçı Karen birlikte vakit geçirmeye başlıyor golf oynuyorlar. Karen’ın aşk hayatını öğreniyoruz gereksizce. Eski kocasının iktidarsızlık sorunu olduğu ve bunun Karen’ın suçuymuş gibi davrandığı ve bir gün ansızın Karen’ı terk ettiği bilgisi dizinin ilerleyen bölümlerinde bir işime yarayacaksa tamam…
Brannocklar buraya taşınırken oğulları rahat etsin diye bir gelincik almışlar. evcilmiş sözde. Bir gelincik ne kadar evcil olabilir? Evin her tarafında boşaltımını gerçekleştirdiğini söylüyorlar ama yemek masasının üzerinde dikilmesine de itirazları yok. Öte yandan evin kızı 16 yaşına basmak üzere. Her ergen gibi telefonuyla çok ilgileniyor, heveslenip ruj sürüyor ve “daha” genç kız gibi davranmaya çalışıyor. Babaları bundan şikayetçi. Anne ise fazla açık görüşlü: “Cinselliğine sahip çıkan güçlü bir kadın yetiştirmekten söz ederdik hep.”
Bu kadar güzel bir evde yaşayınca hep mutlu oluruz zannediyoruz değil mi? Maalesef Brannocklar için böyle olmuyor. Servis asansöründe Jasper’ı yakalayaıp ödleri kopunca yaka paça dışarı atıyor onu Dean. Ama haklıyken haksız konumuna düşürülüyor. Son 60 yıldır her ev sahibi onun girip servis asansöründe oynamasına izin verirmiş de bilmem ne. Kimse kimsenin evine öyle elini kolunu sallayarak gizli deliklerden giremez hanımefendi, yok öyle yağma.
En azından güzel bir sonucu oluyor Jasper’ın bu hareketinin: Aile eve güvenlik kamerası ve alarm taktırmaya karar veriyor. Gözcü ve komşularla için anlaştıkları ise 19 yaşında bir çocuk tarafından kurulmuş tek kişilik bir şirket. Ailesini korumak isteyen bir baba için ne dahiyane(!) bir çözüm değil mi? Bu çocuğun gözü de evin kızında, benden söylemesi.
Bölüm sona ererken Gözcü’den bir mektup daha geliyor. Devamı sonraki bölüm ve sonraki incelemelerde. Takipte kalın.
Gözcü 1. Bölüm izlemek için tıklayın.
