Elbette aşk her yaşta güzeldir. Ancak burada belirleyici olan konu, kişinin aşkı yaşama şeklidir. Çünkü herkesin farklı bir aşk yaşı vardır ve ilişkiler bu yaşa göre tutumlar ile şekillendirilir.
Herkesin belli bir kimlik yaşı vardır ancak aşk yaşı bambaşka bir olgudur. Kişinin aşkı yaşama şekli ve hayata karşı tutumlarından yola çıkılarak, her farklı beklenti için farklı yaş aralıkları kabul edilmektedir. Bir ilişkinin hayallerle mi yoksa baskın bir karakterle mi yönetildiği, aşk yaşının belirlenmesinde rol oynayan bir durum olmaktadır. Şaşırtıcı olan şu ki, kariyerinde son derece yüksek yerlere gelmiş ve olgunluk bayrağını en önde taşıyan, bakıldığında entelektüelliği elinden bırakmayan ve tüm kararları özgürce veren kişilere ilişki açısından bakıldığında, çocuk gibi bireylerle karşılaşılabilmektedir. Böyle durumda şaşırmak yersizdir çünkü herkesin duygusal mantığı sosyal hayatıyla paralel gitmeyebilmektedir. Aşk hayatında partnerler 3 grup olarak genellenebilir. Çocukça davrananları bir grup kabul edersek, ilişkilerin bir de ergenlikten çıkamamış kişilerle sürdürülen kısmı bulunmaktadır. Bu kişiler genelde yeni tecrübe meraklısı ve rutine ayak uydurma konusunda büyük sorun çeken kişiler olmaktadır. Bir diğer aşk yaşı grubu ise, o yaşın getirdiği olgunlukla yapılan seçimlerden, olgun tavırlardan, yüksek oranda saygıdan geçilemeyen ilişki türüdür. Son grup ise, aşk ustalarından oluşmaktadır. Bu grupta partnerler tam olarak şefkat, aşk ve hoşgörü üzerine yaşamaktadır ve ilişkilerinde benimsedikleri tek yol beraber yaşayıp ve yaşlanmaktır.
