7,7653
9,1971
419,75
402104
13886.67
Bir yıl daha bitiyor ve ben biten yılda ne kadar ilerlediğimi yine bilmiyorum. Kaybettiklerimin ne kadarı kazandıklarıma değdi, kazandıklarımın ne kadarını gerçekten ben kazandım kestirmek çok güç.
İnsanoğlunun yapması gereken şeyler, atması gereken adımlar bir türlü bitmiyor. Sürekli yürümek zorunda olmak gerçekten can sıkıcı. Hele ki bir de tüm yürüyüşlerin boş bir heves uğruna olduğunu biliyorken.
Yıllar önce, Onur Ünlü’nün beş kardeş dizisinde Nazım Hikmet’in bir şiiri okunmuştu, insan öleceğini bile bile nasıl yaşar diye. O gün, şiir çok şiirsel gelmişti ama işin aslını şimdi anlayabiliyorum. Gerçekten insanın öleceğini bile bile yaşaması, yürümeye, ilerlemeye devam edebilmesi çılgınlık.
Nazım Hikmet de öyle diyor ya zaten, ya çıldırır ya da öleceğini unutur. Ama burada işleri zorlaştıran bir şey var, Müslüman olmak.
İnanıyor olmak, senin ölümü unutmanı engelliyor. Çünkü ölümü unutmak insanoğlunun dizginlenmesini engelleyecektir. Ölümü unutan insan, zalim olmaktan, hak yemekten, türlü zevklerin peşinden koşmaktan vazgeçmez.
Zaten bir çok şeyi “amaan dünyaya bir kez geliyoruz diye yapmıyor muyuz?” işte aslında yapmamalıyız.
Yani ben yapamıyorum. Ama sadece zevklerin peşinden koşarken değil, gelişmek için adım atarken de ölüm eşiğine takılıyor gibi hissediyorum. Bir gün öleceksek, uzun vadeli planlara gerek var mı gerçekten, bu soruya yanıt bulamıyorum.