Silahlı cürüm örgütü yöneticisi olan ve cezaevinde tutuklu bulunan Adnan Oktar’ın 72 sanıklı örgüt davasının görülmesine başlandı. Sanık Oktar duruşmaya katılmazken mahkeme orta kararında 1 sanığın tahliyesine hükmetti.
Silahlı kabahat örgütü yöneticisi olan ve cezaevinde tutuklu bulunan Adnan Oktar’ın 72 sanıklı örgüt davasının görülmesine başlandı. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Adnan Oktar katılmadı. Duruşmada 3 tutuklu, 4 tutuksuz sanık ile sanık avukatları hazır bulundu.
Duruşmada Adnan Oktar’ın avukatları, mahkemeden yetkisizlik kararı verilmesini ve evrakın ilgili mahkemeye gönderilmesini talep etti. Öbür sanık avukatları da bu talebe katıldıklarını tabir ettiler lakin mahkeme, kendisinin vazife ve yetkili olması konularının tespit edildiği gerekçesiyle bu talebi reddetti.
“Ne benim, ne Adnan beyin ne de arkadaş etrafımın kabahatle hiçbir işi olmadı”
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Ali Sadun Engin, “Ben kimseyle hata işlemek için ya da bu örgüt cürüm işliyormuş diyerek görüşmedim. Adnan Bey’i hiç tanımıyor da olsam dindar biri olarak yaşamaya devam ederdim. Allah yolunda yaptığımız tüm emeklerimizin üstü kapatılmak isteniyor. Ne benim, ne Adnan Bey’in ne de arkadaş etrafımın cürümle hiçbir işi olmadı. Hani diyorlar ya medyada, örgütten ayrılmak zordur, Taha Akyol’un oğlu Mustafa Akyol ’ben ayrılmak istiyorum’ dedi ayrıldı. İngiliz müzisyen, müzikçi ve kelam muharriri Cat Stevens ile tanıştık, yeni ismi Yusuf İslam. Kendisine telkinde bulunduk İslam’a gelmesi için. Kendisini davet ettik, Adnan Oktar ile tanıştı. Acun Ilıcalı’nın ağabeyi ile bir arada bütün Asya’yı bir arada gezdik. Oralarda hizmetlerimizden bahsettik. Al Pacino ve Robert De Niro üzere isimlere hizmetlerimizi anlattım. Birebir sohbetimiz var. Ya ben gidiyorum Al Pacino ile konuşuyorum sonra gidiyorum alışveriş merkezinde bayan mı kovalıyorum? Bu nasıl mantık? Adnan Bey yazdığı kitaplardan bir kuruş para almadı. İsrail’le köprü görevi gördüğüm söyleniyor. Doğruyu anlatmak, berbatlıktan men etmek manasında da köprü görevi görmüş olabilirim. Biz aslında köprü görevi görmeye çalışıyoruz’’ formunda konuştu.
“Örgüt şirketi diyerek el konuldu ve batırıldı’”
Tutuklu sanıklardan Orkun Şimşek ise savunmasında, “Benim şirketim 2014’de kurulmuştur. Bunun Adnan Oktar’la bir ilgisi yoktur, örgüt ismine da kurulmuş değildir. Örgüt şirketi diyerek el konuldu ve batırıldı. Şirket sahibi olarak prestijim da sıfırlandı. Milyonlarca lira borca da sokulduk. Bu da başımıza gelen hukuksuzluklardan biridir. Ben hiçbir mali işi takip etmiyordum. Ben mali işler sorumlusu falan değilim’’ sözlerini kullandı.
1 sanığa tahliye
Ara kararını açıklayan mahkeme, sanıklardan Paşa Durmuş’un tahliye edilmesine karar verdi. Sanıklar Erol Şimşek, Orkun Şimşek, Ali Sadun Engin ve Paşa Durmuş’un belgelerinin ayrılmasına hükmeden heyet, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, kuşkulu Ali Sadun Engin’in örgüt içinde “Sado” lakabını kullandığı, bilhassa ABD ve İsrail ile örgüt ortasında köprü görevi gördüğü, örgüt elebaşı Adnan Oktar’ın talimatıyla İsrail’de düzenlenen ve örgüt tarafından organize edilen konferanslarda konuşmacı olarak yer aldığı kaydedildi. Hazırlanan iddianamede, aktif pişmanlık kararlarından yararlanmak isteyen Altuğ Revnak Eti’nin, sanık Engin’in İsrail’in eski Likud Partisi Milletvekili radikal haham Yehuda Glick ile irtibatlarını anlattığı, Adnan Oktar tarafından örgüte gelen paraları saklamakla görevlendirilen Çalıkoğlu’nun örgütte “İmam Kardeşler” olarak isimlendirilen kümede yer aldığı, Oktar’ın da ortalarında bulunduğu bir küme örgüt üyesinin 1999’da gözaltına alındıklarında azap gördükleri argümanlarıyla ilgili periyodun emniyet vazifelileri hakkında açılan dava kapsamında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) şikayette bulunduğu ve kazandığı tazminatı “infak” ismi altında örgüte aktardığı kaydedildi. Hazırlanan iddianamede Adnan Oktar, Ulviye Didem Ürer, Tarkan Yavaş ve Alev Babuna’nın ortalarında bulunduğu 13 sanığın çok sayıda bireye karşı birden fazla sefer “nitelikli cinsel saldırı”, “çocuğun cinsel istismarı”, “cinsel taciz”, “basit cinsel saldırı”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “suçtan kaynaklanan mal varlığı kıymetlerini aklamak” kabahatlerinden bin 938 yıl 5’er aydan 2 bin 758 yıl 6’şar aya kadar mahpus cezasına çarptırılması talep edildi. Başka 59 şüphelinin de değişen oranlarda mahpusu istendi.
İHA
