AK Parti İBB Lider Adayı Murat Kurum, “Bu iş bilmez idare İstanbul’da tek bir eser üretmedi. Sen, İstanbul’u kara kışa teslim edip büyükelçilerle yemek yerken; biz İstanbul’un 39 ilçesinde 80 bin yuvayı vatandaşlarımıza teslim ediyorduk” dedi.
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lider Adayı Murat Kurum, Arnavutköy mitinginde vatandaşlara seslendi. Miting meydanındaki coşkuya değinerek konuşmasına başlayan Kurum, “Bugün bu coşku bize 31 Mart’ın muştusunu veriyor. Bu heyecan ‘Yeniden İstanbul’ diyor. Arnavutköy, İstanbul’un muradı diyor. ‘Sağlam Adam Murat Kurum’ diyor” dedi.
“Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, hiçbir hanemizde zelzele tasası kalmayacak”
İstanbul’a dair hayalleri olduğunun altını çizen Murat Kurum, “Biz biliyoruz ki, lakin samimi hayaller muradına kavuşur. Murat Kurum’un da bir hayali var. O denli bir İstanbul hayal ediyoruz ki, hiçbir hanemizde sarsıntı kaygısı kalmayacak, bütün yuvalarımız inançlı hale gelecek. O denli bir İstanbul hayal ediyoruz ki, trafik zahmet olmaktan çıkacak. O denli bir İstanbul hayal ediyoruz ki, sokaklarının huzur ve itimatla dolduğu, gençlerin geleceğe umutla baktığı, kimsenin kendini yalnız hissetmediği bir İstanbul. Size kelam veriyoruz. Biz İstanbul’umuzu asla ve asla kendi bahtına terk etmeyeceğiz. Milletimizin her anında daima yanında olacağız. Bu kelam, onların verip de tutmadıkları kelamlara benzemez. Bu kelam, eser adamlarının kelamıdır. Bu kelam, sağlam adamların kelamıdır, bu kelam Murat Kurum kelamıdır. Bu kelam önderimiz Cumhurbaşkanımız, Recep Tayyip Erdoğan’ın sözüdür” halinde konuştu.
“İstanbul beceriksizliğe mahkum edildi”
Geride bırakılan 5 yılda İstanbul’un liyakatsizliğin ve beceriksizliğin kurbanı olduğuna dikkat çeken Kurum, “Bugün İstanbul iş bilmez bir idarenin elinde huzursuz ve mutsuz. Zira geride bıraktığımız 5 yılda İstanbul, liyakatsizliğin kurbanı oldu. Beceriksizliğe mahkum edildi. Bu kenti zelzeleye hazırlayacağız dediler, tek bir çivi çakmadılar. Reklama, algıya ayırdıkları bütçeyi zelzeleye ayırmadılar. Ulaşım meselesini çözeceğiz dediler, tam bir sıkıntıya dönüştürdüler. Bu aziz milletin kaynaklarını kendi partilerini dizayn etmek için çarçur ettiler. İstanbul’un kaynaklarını, yetimin hakkıdır demeden balya balya kendi ikballeri için dağıttılar. Üstelik bunu da yüzleri kızarmadan savundular. Yetmedi. İsrafı bitirdik dediler, en büyük israfı yaptılar. İstanbullu hemşerilerimizi ötekileştirdiler. Bayanlarımız ortasında bile konut hanımları ve çalışan bayanlar diye ayrımcılık yaptılar. Binlerce bayan işçimizin ekmeğiyle oynadılar, işlerine son verdiler. Verdikleri hiçbir kelamı yerine getirmediler. 100 bin konutu, metro çizgilerini, megabüsleri, HIZRAY’ı unuttular. Sordukları vakit ‘hatırlamıyoruz’ diyorlar. Arkadaş sen kendi geleceğinle ilgili bir menfaatin olsa her şeyi hatırlıyorsun. O denli mi? 30 yıl evvelki köfteciyi hatırlıyorsun lakin bugün ne hikmetse İstanbul’a verdiğin sözleri hatırlamıyorsun. Bu milleti kandırdılar, bu milleti aldattılar. Hala da aldatmaya devam ediyorlar. 2019’daki kampanyalarında geldiler, konuştular, vadettiler, oyunuzu isteyip gittiler. Yüzlerce vaat verdiler, makamlarına oturur oturmaz da hepsini unuttular. Biz zelzele bölgesinde kardeşlerimiz için sağlam ve huzurlu yuvalar yaparken, bunlar balya balya para kuleleri yaptılar. Devlete, millete mal beyanlarını açıkladılar, sonra bir baktık, 1,5 milyar liralık yepisyeni mallar ortaya çıktı. Yani, biz afet bölgelerindeki kardeşlerimizin yaralarını sararken, onların sıkıntısıyla dertlenirken, bunlar kendi konforları için villalar yapma kaygısına düştüler. Fakat hiç tasa etmeyin. Biz onların savurduğu paraları, İstanbul’un projelerinde kullanacağız. Onların siyasi mesleği için ayırdıkları kaynakları biz İstanbul’a harcayacağız. İstanbul’un hakkını, İstanbul’a teslim edeceğiz. Bu millet kendini unutanlara, kaybolan yıllarının hesabını sandıkta soracak! Sandık milletin mahkemesidir. Sandık günü hesap günüdür. İşte o gün, 31 Mart’ta sandık gelecek, hesap kesilecek. Tüm bunların hesabını sandıkta sormaya hazır mıyız?” kelamlarıyla konuşmasını sürdürdü.
“Tek bir eser üretmedikleri üzere bir de kalkmış bizim projelerimizi eleştiriyorlar”
Mevcut İBB idaresinin eser üretmediğini tabir eden Kurum, “Bu iş bilmez idare İstanbul’da tek bir eser üretmediği üzere bir de kalkmış bizim projelerimizi eleştiriyorlar. Sen, İstanbul’u kara kışa teslim edip büyükelçilerle yemek yerken; biz İstanbul’un 39 ilçesinde 80 bin yuvayı vatandaşlarımıza teslim ediyorduk. Sen, kendi genel liderini devirmek için kapalı bilinmeyen toplantılar yaparken; biz İstanbul’da 365 milyar liralık yatırım yapıyorduk. Sen, cumhurbaşkanı yardımcısı adayı olup İstanbul’u mukadderatına terk ederken; biz zelzele bölgesinde 180 bin konutumuzun temellerini atıyorduk” diyerek CHP’li idaresi eleştirdi.
“Bizim kaygımız de, bizim davamız da, gayemiz de İstanbul’dur”
Milletin kederiyle dertlenmenin güçlü, kuvvetli his olduğunu lisana getiren Murat Kurum, “İşte biz gücümüzü, sizin sıkıntılarınıza koşmaktan alıyoruz. Kalbinizde gerçek bir davanın kederini taşıyorsanız tüm manileri aşar, tüm dikenli yollardan gözünüzü kırpmadan geçersiniz. Biz sıkıntı ile yola çıktık. Bizim kaygımız de, bizim davamız da, bizim gayemiz de İstanbul’dur. İstanbul fethedilmişse, karadan gemiler yürütülmüşse bu kaygı sayesindedir. Avrasya tüneli, Marmaray yapılmışsa, bu kaygı yüzündendir. 94’te Cumhurbaşkanımızda tıpkı kaygı olmasaydı, İstanbul medeniyet yürüyüşüne çıkamazdı. 22 yıldır bu kentin her yerinde tarihi hizmetler bu keder sayesinde yapıldı. İnşallah 1 Nisan sabahı İstanbul’da yesyeni bir sayfa açılacak. Tekrar gerçek belediyecilik vizyonu kazanacak; tekrar milletimiz kazanacak” dedi.
“Artık gerçek belediyecilik mi, yoksa toplumsal medya belediyeciliği mi bunun kararını vereceğiz”
İstanbulluların 31 Mart günü, gerçek belediyecilik ile toplumsal medya belediyeciliği ortasında bir tercih yapacağını söyleyen Murat Kurum, “Onlar kayağa giderken biz Elazığ’ın, Malatya’nın sokaklarında kardeşlerimizle gayret ediyorduk. Niçin? İşte bu kederlerden ötürü kelam verdik, kelamımızı tuttuk. Kastamonu’da Bartın’da Giresun’da seller oldu ve o sellerde de süratli bir formda milletimize sözlerimizi tuttuk. İşte yarın artık gerçek belediyecilik mi, yoksa toplumsal medya belediyeciliği mi bunun kararını vereceğiz. Yarın hayallerimizi gerçekleştirecek miyiz, yoksa algı belediyeciliğine devam mı kararı vereceğiz. İşte sandıkta bunun kararını vereceğiz kardeşlerim. Buradan İstanbul’umuzun hoş beşerlerine sesleniyorum; 31 Mart’ta gelin gerçek belediyecilikten yana olun. 31 Mart’ta gelin İstanbul’un geleceğinden yana olun. 31 Mart’ta gelin sağlam İstanbul’dan yana olun. Haydi İstanbul kentine oy ver. Kentine oy ver ki, İstanbul hizmet bulsun, huzur bulsun, memnunluk bulsun. Arnavutköy artık sizlere söylüyorum, hazır mıyız? Yarın Arnavutköy‘de sabahlayacak mıyız? Yarın Arnavutköy‘de Mustafa liderimizi destekleyecek miyiz? Arnavutköy‘de, Arnavutköy‘ün her konutunda, her sokağında İstanbul’un muradı diyecek miyiz? Sizler için gece gündüz çalışacağız, gece gündüz koşturacağız. 31 Mart akşamı İstanbul’un başkanı, İstanbul’un kardeşi, İstanbul’un evladı olacağız” diyerek konuşmasını tamamladı.
İHA
