Ankara’da kendisini tehlikeye düşürdüğü gerekçesiyle avukatı darp ettiği argüman edilen ambulans şoförü Süleyman Altok, avukatın ve kardeşinin tezlerini yalanladı.
Olay, 28 Mart’ta Çankaya ilçesinde meydana geldi. Avukat Meltem T. ile yanında bulunan doktor kardeşi Y.T, trafikte kendisini tehlikeye düşürdüğünü söyleyen ambulans şoförü Süleyman Altok tarafından darp edildikleri teziyle savcılığa hata duyurusunda bulundu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ambulans sürücüsü Süleyman Altok, yanındaki sıhhat vazifelisi Elif İlhan ve geriden gelen ambulansın sürücüsü A.K.G. hakkında ’darp’, ’tehdit’, ’hakaret’ ve ’mala ziyan verme’ cürümlerinden soruşturma başlattı. Ambulans şoförü Altok ve sıhhat vazifelisi Elif İlhan ise, olay gecesi çıkan arbedede Avukat Meltem T. ve kardeşi Y.T. tarafından darp edildiklerinin alınan raporda bulunduğunu öne sürerek, tezleri yalanladı.
“Biz kendimizi korumak için itmeye başladık”
Ambulans şoförü Süleyman Altok, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, kaza olduğunu düşündükleri için arabayı orta şeritte durdurduklarını söz ederek, “Ambulanstan indik, hanımefendi direkt başını camdan uzattı. Direkt hakarete ve küfre başladı. ‘Ben avukatım, sizin hayatınızı bitireceğim, sizi mahvedeceğim’ gibilerinden ağza alınmayacak küfürler etmeye başladı. Daha sonra yanındaki ‘Sen nasıl bizim önümüzü kesersin’ dedi. Ben de ‘Hem hatalısınız hem güçlüsünüz. Biz kaza oldu diye durduk. Vurmamışsınız’ dedim. ‘Biz aslında özür dilerdik. Artık senin ağzını burnunu mu kırayım burada’ üzere ithamlarda bulundular. Daha sonrasında aslında üzerimize saldırdı. Tekme, tokat atmaya çalıştı. Biz kendimizi korumak için itmeye başladık” dedi.
“Doktor kardeşi makasla parmağımı kesti”
Tartışma esnasında hadiseye giden öbür bir ambulans şoförünün olay yerine geldiğini ve arbedeyi ayırmaya çalıştığını belirten Altok, “Daha sonra ben o doktor beyin otomobile gittiğini gördüm. Otomobilden makas almış. Düşünün bir doktor devletin ona verdiği makası, yeniden devletin sağlıkçısına, bir kamu çalışanına karşı kullanmak üzere arabasından alıyor. Ben makası gördüğümde direkt bana salladı. Elimle tutmaya çalıştım. İsimli tıp raporunda mevcut; sağ el dördüncü parmağımı kesti. Daha sonra o makasla üzerime geldi, birlikte düştük. O esnada benim karnıma makası 3-4 sefer salladı. Bunların hepsinin darp, cebir izleri isimli tıp raporunda mevcut. Ardından bizi takım arkadaşlarımız ve etraftaki beşerler ayırdılar. Biz daima hastamız olduğunu ve acil gitmemiz gerektiğini, aslında geç kaldığımızı beyan ettik. Bizi yalanladılar, ‘Hastaya gitmiyorsunuz’ dediler. Bunu esasen polise de, savcılığa da bildirdik, olay formlarımızı verdik” diye konuştu.
“Her şey oldu biz gideceğiz, doktor bey gelip benim kapımı açarak bana tekrar yumruk attı”
Altok, olay yerinden ayrılmaya çalıştıkları sırada avukatın ambulansın önünü kestiğini ve araca vurmaya başladığını söyleyerek, “O sırada görüntü çekiyordu, biz de görüntü çektik. Manzaralar elimizde var, savcılığa ve karakola bildirdik. Her şey oldu biz gideceğiz, o doktor bey gelip benim kapımı açarak bana tekrar yumruk attı. Sağ gözlüğümün camı yerinden çıktı. Arkadaşlarla aradık o denli bulduk. Daha sonra tekrar otomobilimize bindik, engellendik. Oradaki arkadaşlar daha sonra onları çektiler. Biz olay yerinden olaya hakikat yola çıktık ve beyaz kod verdik” dedi.
“Biz karakolda söz verirken polislere makası teslim ettik”
Paramedik Elif İlhan ise olayı şu sözlerle anlattı:
“Doktor bey otomobilden indi. Sonra Süleyman Bey ile baş başa geldiler, ben ortalarına girdim. Süleyman’ı etraftakiler ayırdı ve uzaklaştırdı. Hiçbir şey yapmadı o sırada. Daha sonra doktor beni itekledi ve göğsüme yumruk attı. Darp raporlarında da var. Daha sonra bana vurduğunu söyledim, Süleyman Bey görmemişti o sırada. ‘Benin nişanlıma vurdun mu?’ diye bağrışmalar oldu. ‘Vurdum lan ne olacak’ diye reaksiyon verdi. Ondan sonrası esasen arbede gürültü. Sonra etraftaki beşerler ortaya girdi. Daha sonra bizim öbür takımdaki arkadaşlarımız da geldi. Olay soğudu, biz otomobile bineceğiz, ’Hastamıza gideceğiz diyoruz. İnanmıyorlar, ‘Hastaya gitmeyecekler’ diyerek bağırıyorlar. Beni etraftakiler otomobile bindirdi, kapımı da kilitlemiştim ben o sırada. Avukat hanım geldi, hakaretler ederek kapımı açmaya çalıştı. Kapıyı açtım ben, başka gruptaki arkadaş bana alçı kesme makası getirdi. Ben de ‘Allah Allah bu makasın bizde ne işi var’ dedim. Sonra Süleyman otomobile bindiğinde dedi ki ’Bu makası bana salladı.’ Sonra biz karakolda tabir verirken polislere makası teslim ettik.”
İHA
