Gümüşhane’nin Torul ilçesi hudutlarında bulunan Türkiye’nin mükemmel dağ görüntülerinden biri ve doğal hoşlukların adresi olan Artabel Gölleri Tabiat Parkı, Haziran ayında buzla kaplı gölleri, coşkun dereleri, görkemli şelaleleri ve renk renk çiçekleriyle adeta cennetten bir köşe haline gelerek ziyaretçilerini mest etmeye başladı.
Kristal berraklığındaki sularıyla ünlü 22 göle mesken sahipliği yapan Artabel Gölleri Tabiat Parkı, yaz mevsimiyle birlikte eşsiz bir tabiat mükemmeline dönüştü. Karların erimeye başlamasıyla ortaya çıkan çiçekler ve yeşilin binbir tonuyla Artabel Gölleri Tabiat Parkı, tabiat tutkunları ve fotoğrafçılar için eşsiz görünümler sunmaya başladı.
Göllerin etrafını bir tablo üzere süsleyen çiçekler ve her adımda farklı bir renkle karşılaşmak, ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatırken göllerin mavi sularıyla beyaz kar ve rengarenk çiçekler kusursuz bir ahenk sergiliyor.
“Işıkla suyun buluştuğu zirve” ve “Yüksek tepelerin cenneti” olarak anılan Artabel, kentin en yüksek noktası olan 3 bin 331 metre rakımlı Abdal Musa Tepesi de dahil olmak üzere birçok tepeyi barındıran vadilerle dolu ve kendini beşerden sakınan yüksek bir coğrafyada yer alıyor.
Yalçın dorukların çevrelediği buzul gölleri, endemik bitki ve canlıları, eski göç yolları, yabani hayvan çeşitliliği, varlıklı flora ve faunasıyla bilhassa yaz aylarında ziyaretçilerine eşsiz görünümler ve hoşluklar sunan Artabel Gölleri Tabiat Parkı, Gümüşhane’nin çatısı olarak nitelendiriliyor.
Tabiatın mest edici güzellikleriyle dolu bir yer olmasının yanında Osmanlı-Rus harbi devrinden kalma şehit mezarları, siperler, savaş yolları, karargah yıkıntıları bulunması nedeniyle tarihi sit alanı olarak ilan edilen Artabel Gölleri Tabiat Parkı, yaz mevsimlerinde gürül gürül akan dereleri, görkemli şelaleleri ve kristal berraklığındaki gölleri görmek için Türkiye’nin dört bir yanından gelen doğaseverleri ağırlıyor.
1998 yılında tabiat parkı ilan edilen 58 bin 590 dekarlık alana yılın birinci ziyaretini gerçekleştiren küme olan Ankara Mülkiye Tabiat Topluluğu üyesi sportmenler Gümüşhane Dağcılık, Tabiat Sporları ve Gençlik Derneği (GÜDAK) Başkanı Mustafa Akbulut rehberliğinde gerçekleştirdikleri yürüyüşte karşılaştıkları görünüm karşısında “Fevkaladenin fevkinde”, “Muhteşem” tabirlerini kullanırken coğrafyanın tertemiz olmasından çok etkilendiklerini söyledi.
“Tek sözle süper ve inanılmaz”
Sporculardan Fahriye Kümbül, birinci sefer geldikleri Gümüşhane’de çok keyifli vakitler geçirdiklerini belirterek, “Gördüğümüz tabiat bizi büyüledi desem yeri var. Bilhassa bu Artabel Gölleri ve gezdiğimiz Karaca Mağarası inanılmaz hoştu. Buraların tanıtımı tahminen daha fazla yapılmalı lakin yapılırsa da sanki bozulur mu diye kaygılanıyorum. Tek sözle süper ve inanılmaz bir seyahat oldu benim için. Zorlandığımız aralar oldu tahminen lakin yapılmayacak bir şey değil. Herkes yürüyebilir. Beni en çok buradaki bitkilerin çeşitliliği, renkleri, birinci sefer gördüğüm aykırı laleler oldu” dedi.
“Gümüşhane’ye ve bilhassa de Artebel’e gelmekten ötürü çok mutluyuz”
Arif Kümbül ise genelde Ankara civarında günübirlik seyahatler yaptıklarını ve Gümüşhane coğrafyasının uzun vakittir gündemlerinde olduğunu belirterek, “Genel olarak seyahatimizden, bilhassa de bugün Artebel’e gelmekten ötürü çok memnunuz. Çok yorulmadık. Biraz yürüme antrenmanımız var aslında. Onun da hissesi var mı bilmiyorum lakin diz sorunu falan olmayan birisi için olağan bir parkur. Ben de bilhassa bitki örtüsünden çok etkilendim. Tahminen Temmuz ayında daha farklı olacak. Bir daha yolumuz düşerse o denli bir mevsim farklılığı da yapabiliriz” diye konuştu.
“Bir sürü dağa çıktım fakat buradan daha hoşunu görmedim diyebilirim”
Bodrum’dan gelen Aynur Dülger Ataklı ise, “Ben Bodrum’dan geldim. Aslen Artvinliyim. Lakin Artvin’le kıyaslayınca Gümüşhane bizden daha şanslı. Yeşili, ormanı daha bol. Nitekim görülmeye bedelmiş. Yıllardır trekking yapıyorum. Bir sürü dağa çıktım fakat buradan daha hoşunu görmedim diyebilirim. Gümüşhane’nin halkını da çok sevdik. Kendimizi daima konutumuzda üzere hissettik. Uzun bir seyahatti ancak değdi. Şu anda Bodrum yanarken burada bulunmak büyük bir ayrıcalık” sözlerini kullandı.
“Dağlara bittim, bir tane naylon çöp poşet görmedim”
Grubun en kıdemlilerinden olan 71 yaşındaki İbrahim Beneklioğlu da, “Dağları rahatlıkla tırmandık keçi üzere. Buranın yürüyüşü kolay da değil, güç da değil. Lakin bizim için pek olağandı. Zira biz idmanlı sayılırız. Buranın en çok hoşuma giden yeri ne derseniz dağlar. Dağlara bittim. Zati dağlar kendini gösteriyor. Hele o karlı dağlar. Şahane. Tek sözle özetlemek istersek olağanüstünün fevkinde diyebiliriz. Herkesin gelmesini isterim, görmesini isterim. Paklık beni çok etkiledi burada. Bir tane naylon çöp poşet görmedim. Halkı ve buradaki hassas doğacıları sahiden tebrik ediyorum ve onları kutluyorum” dedi.
“Buraları korumak gerek”
Grubun organizatörü Gümüşhaneli İsmail Hakkı Karakelle ise Mülkiye Tabiat Topluluğu olarak Gümüşhane’yi uzun vakittir planladıklarını belirterek, “Birçok yere gidiyoruz. Birinci yatmalı Ankara dışına çıkış benim memleketimde olacak dedim ve Gümüşhane’ye geldik. Arkadaşlar şu ana kadar mutlular. İnşallah sonunu da o denli götürürüz. Ben de Artebel’e birinci kez geldim. Bir Gümüşhaneli olarak GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut’a çok teşekkür ediyorum. Buraları korumak gerek. Lütfen yol çıkmasın buraya. Yol çıktığı vakit buralara naylon torba geliyor, pet şişe geliyor ve ondan sonrası artık o tadı kalmıyor. Bu hoşluğuyla bizden eskiler bize bırakmışlar, biz de çocuklarımıza, torunlarımıza bırakalım” diye konuştu.
“Artabel her geldiğinizde sizi farklı bir bitki örtüsüyle ve farklı görüntülerle karşılıyor”
Bayburt’tan gelen akademisyen Fatma Cebeci de, “Burası insan elinin değmediği bir tabiat olağanüstüsü. Kentin kaosundan, gürültüsünden, keşmekeşinden kaçıp buraya geliyorsunuz ve geldiğinizde burada sizi suyun sesi, kuşların cıvıltısı ve göğsünüzün içinde çarpan kalbinizin sesi karşılıyor. Bunların hepsini burada duyabiliyorsunuz, dinleyebiliyorsunuz. Tüm bu güzellikleriyle Artabel Gölleri herkesi bekliyor. Herkesin de gelip görmesini isterim. Bunun dışında buranın başka bir hoşluğu, başka bir inanılmaz coğrafyası var ki her geldiğinizde sizi farklı bir bitki örtüsüyle ve farklı görüntülerle karşılıyor. O yüzden bir kez geldimlik bir yer değil mutlaka. Farklı vakitlerde, farklı aylarda gelip bu hoşlukları farklı aylarda, farklı tablolarla görmek çok çok daha kıymetli” sözlerini kullandı.
İHA
