Kars Barosu avukatlarından Hareket Othan, hayvanlara yönelik haksız muamelelere karşı maddelerin daha faal hale getirilmesi gerektiğini belirtti.
Othan, yüzlerce hayvan çeşidinin kuşağının tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalındığını söyledi. Avukat Eylem Othan, “Bugün 4 Ekim Dünya Hayvanları Müdafaa Günü, hayvanlar beşerler için hayati değer taşıyan canlılardır. Tabiatın istikrarı, insan hayatının sürebilmesi için insanların hayvanlara gereksinimi vardır ve daima olacaktır. Yaşadığımız coğrafyada, hayvanları korumak bir yana; tiplerini yok edecek seviyede hak ihlalleri ile hak ettiği bedeli görmeyen ve hatta toplumun bir kısmı tarafından görülmek istenmeyen en savunmasız canlı tipi olarak hayvanları birinci sıraya koyabiliriz. Her gün sayısız sahipli yahut sahipsiz hayvana ‘vicdan’ ‘merhamet’ mahrumu insanlarca yasal tarifi ile azap edilmekte yahut acımasız ve zalimce muamelede bulunulmaktadır” dedi.
“Günümüzde yüzlerce cins, yüzlerce av hayvanı kuşağı tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor” diyen Othan, “Avcılığın resmi makamlar nezdinde kabul görmesi sonucunda hayvanların ömür hakkına devlet eliyle müdahale edilmektedir. Deneylerde kullanılarak öldürülen yunus parklarında, hayvanat bahçelerinde, pet shoplarda sömürülen canlılar insanlık ismine affedilemez bir ayıptır. Temelde bu canların ömür hakkı ihlal edilmektedir. Maalesef ki bu haksız muamelelerin tek kaynağı da insandır. Kendini her şeyin sahibi sanan, her şey insan için mantığıyla hareket eden insanoğlu, bu canlıların hayat alanlarına müdahale ettiği yetmezmiş üzere tabiatın da yalnız ve daimi sahibi üzere davranmakta ve merhametsiz, canice davranışlarla hayvanların hayat hakkına haksızca müdahale etmektedir. Yıllardır değişmeyen bu gerçeklik son yıllarda devlet yetkilileri ve kurumların 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve 7332 Sayılı “Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu’na ve yönetmeliklere alışılmamış nefret söylemi denebilecek hayvan düşmanı açıklamaları ile daha vahim bir hal almıştır” diye konuştu.
Othan, “Caydırıcı olmayan kanunların ve devlet kurumlarının hayvanları koruyamamasından güç alan vicdan merhamet hissinden mahrum bireylerce toplumsal medya üzerinden sahipsiz köpeklerin insanlara saldırdıklarına yönelik gerçek dışı görüntü ve haber paylaşımları ile tüm topluma nefret aşılanmaktadır. Yasaya nazaran hayat alanlarından alındıktan sonra hayvanların bakım konutlarında rehabilite edilip, aşılanıp, kısırlaştırılmaları sonrasında tekrar alındıkları yere bırakılmaları yahut sahiplendirilmeleri düzenlenmişken, ömür uzunluğu mahpus olacakları ve haberlerde de gördüğümüz üzere kimi bakım meskeni çalışanlarınca azaba maruz kalmalarına göz yumularak, bilinmezliğe sürüklenmeleri, barınak ismi altında mevt kamplarına kapatılmaları istenilmektedir. Mevzuatımızda mevcut 5199 sayılı kanun ise hayvanların ömür hakkına yönelik sırf kelamda bir müdafaa sağlamaktadır. İsimli makamlarca kelam konusu hayvanlar olduğunda aktif soruşturma ve kovuşturma yürütülmemektedir. Caydırıcı olmayan yaptırımlar sonucunda hayvanların ömür hakkına müdahale edenlerin bu hareketleri karşılıksız kalmaktadır. 5199 sayılı kanunun geliştirilmesi ve daha faal hale getirilmesi için çalışmalar yapılması gerekliliği aşikardır. Fakat her ne kadar mevcut hali yetersiz kalıyor olsa da sonuç itibariyle mevzuatımızda hayvanların hayat hakları teminat altına alınmıştır. İsimli makamların hayvanların ömür hakkına yönelik olaylarda 5199 sayılı kanunu mevzuattaki öbür kanunlardan ayırmadan en faal ve fonksiyonel biçimde uygulaması gerekmektedir. İlgili makamların hayvanlarla ilgili olaylarda daha az hassas inceleme yapmaları kabul edilemez olup esas sorunlardan biridir. Mevzuat kapsamında lokal idarelere yüklenen sorumluluklar yerine getirilmedikçe, kısırlaştırma seferberliği başlatılıp en faal formda yürütülmedikçe, hayvanlar temelsiz komplolarla maksat haline getirildikçe, popülasyon artmaya devam edecek ve hayvanlar açlık ve vefata terk edilecektir. Yanlış siyasetlere son verilerek, fonksiyonel sistemler geliştirilerek ve en nihayetinde hayvanlara bir canlı olarak paha verilmesi zihniyetinin topluma aşılanmasına yönelik faaliyetlerle günümüzde sorun olarak yansıtılan durumlar kalıcı tahlile kavuşabilecektir” halinde konuştu.
İHA
