Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Antalya’da transfer yolcular dahil 16 milyonu aşkın ziyaretçiyle rekor kırarak tüm vakitlerin en yüksek ziyaretçi sayısına ulaştık. İnşallah bu yıl daha da yüksek sayılara ulaşacağız” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Antalya’da Doğu ve Güneydoğulu iş insanlarının iftar yemeğine katıldı. Burada konuşan Bakan Ersoy, Antalya ve ilçelerinde gerçekleştirdikleri ziyaret ve buluşmalarda yapılan çalışmaları inceleme ve eksiklikleri yerinde tespit etme imkanını bulduklarını söyledi. “Vatandaşlarımızı dinledik, çiftçilerimizle dertleştik, basınımızla buluştuk, esnafın taleplerini not ettik” diyen Ersoy, Antalya’nın tüm noktalarına nüfuz ederek adeta kentin röntgenini çektiklerini aktardı.
“Bu yıl daha da yüksek sayılara ulaşacağız”
Turizm konusuna da değinen Bakan Ersoy, global seviyede yaşanan aksilikler nedeniyle kesimin büyük meseleler yaşadığını belirterek, “Herkesin kara kara düşündüğü bir ortamda hayata geçirdiğimi gerçek siyasetler ve geliştirdiğimiz stratejiler sonucunda hem kentimiz hem de ülkemiz ismine büyük bir muvaffakiyet elde ettik. Antalya’da transfer yolcular dahil 16 milyonu aşkın ziyaretçiyle rekor kırarak tüm vakitlerin en yüksek ziyaretçi sayısına ulaştık. İnşallah bu yıl daha da yüksek sayılara ulaşacağız. Pekala bu muvaffakiyetlerin elde edilmesi, milyonlarca insanın seyahatlerinde rotayı Antalya’ya çevirmesi, Danimarka’da insanların Antalya’daki kültürel mirası araştırması yalnızca tesadüfle açıklanabilir mi? Elbette hayır. Emin olun başarılı olmak için çok çalışıyoruz. Hiçbir sorunu halının altına süpürmüyor, kalıcı tahliller geliştiriyoruz” dedi.
“Dünyada en çok izlenen televizyon kanallarında Antalya’nın reklamını yapıyoruz”
Turizmi 12 aya yaymak için kültür, tarih, sıhhat, tabiat, inanç, gastronomi, spor üzere alanlarla turizmi çeşitlendirdiklerini kaydeden Ersoy, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bugün dünyanın dört bir yanında, 200’den fazla ülkede Antalya’nın, Kemer’in tanıtımını gerçekleştiriyoruz. Dünyada en çok izlenen televizyon kanallarında Antalya’nın reklamını yapıyoruz. Çin’de, Japonya’da, Amerika’da, Almanya’da, Rusya’da, Manavgat’ı, Kemer’i, Side’yi tanıtıyoruz. İnsanlık tarihinin en kıymetli kültürel mirasına sahip olan bölgemizde bu mirasın gün yüzüne çıkartıp, her yıl milyonlarca insanın kentimizi, ilçelerimizi ziyaret etmesi için tarihin en ağır arkeoloji çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. Yeni kütüphaneleri, müzeleri, sanat merkezlerini, onarımları, galerileri, şenlikleri Antalya’mıza kazandırıyoruz. En çok izlenen milletlerarası sinemaların Antalya’da çekilmesini sağlıyoruz.”
“Belediyecilik laf üretmek değil iş üretmek ister”
İlçelere yapmış olduğu ziyaretlerde, gördüğü ve duyduklarını paylaşan Ersoy, “Biz dünyanın bir ucunda Avustralya’da gözbebeğimiz Antalya’nın tanıtımını yapıyor, bölgeye turist çekip, turizm gelirimizi arttırmanın gayreti içine girmişken kentimizdeki birtakım lokal yöneticilerimizin temel misyonlarını dahi yerine getirme konusunda çok da başarılı olduklarını söyleyemiyoruz. Biliyorsunuz yeri geldiğinde bu hoş kent ve bu kentin insanları kaybetmesin diye mahallî idarelerin sorumluluğundaki birçok sıkıntıya el atıyoruz. Altyapı problemlerini tahlile kavuşturuyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak arıtma tesisleri inşa ediyoruz. Antalya’nın kanalizasyonuna, içme suyuna, yağmur suyuna el atıyoruz. Öteki bakanlıklarımızla görüşerek kentin gereksinimlerinin karşılanması ismine elimizden gelen uğraşı ortaya koyuyoruz. Biz Antalya’nın turizmde dünyanın üstün ligine yükselmesi ve oradaki yerini kalıcı hale getirmek için gece gündüz demeden çalışırken, lokal idarelerimizin de başarılı çalışmalar ortaya koymasını beklemek sanırım tüm Antalyalıların en doğal hakkıdır. Yalnızca kısır siyasi tartışmalar oluşturup, bu tartışmalardan medet umarak başarılı olmak mümkün değildir. Belediyecilik tıpkı vakitte bilgi ister, çalışma ister, proje ister. Belediyecilik laf üretmek değil iş üretmek ister. Düzgün bir belediye lideri kendini değil kentini düşünen kişidir” diye konuştu.
“Antalya bunu hak etmiyor”
Bakan Ersoy, 16 milyonun üzerinde turistin geldiği Antalya’nın temel altyapı sorunlarını çözme konusunda kâfi olamadığını ileri sürerek, “Tüm desteğimize karşın toplumsal ve kültürel yatırımlar konusunda, kentin hak ettiği projeler hayata geçirilmedi. Maalesef Antalya bunu hak etmiyor. Biz, Antalya’nın dünyanın en değerli turizm merkezleriyle rekabet edip bir adım öne geçmesi için çalışırken, maalesef kimi lokal yöneticilerimiz bu argümanın çok uzağında kaldılar. Şayet biz Antalya’nın global bir vizyonla hareket edip, rakiplerinden ayrışmasını istiyorsak yerelde de bu türlü savlı bir bakış açısı geliştirmek zorundayız. Bunun için biz Antalya’nın hizmet alanında kaybedecek tek bir saniyesi dahi olmadığını söylüyoruz. Bizim kent için çalışan, dinamik takımlara muhtaçlığımız var. Antalya’nın bugün burada olduğu üzere birbirine karşı samimi olan, birbirine gönlünü açan, dürüst, çalışkan ve üreten takımlara muhtaçlığımız var. Bu kentte yaşayan, bu kent için üreten, kalbi bu kent için atan vatandaşlarımıza yönelik; ayrımcılık yapmayan, hiç kimseyi ötekileştirmeyen, herkesin inancına, kültürüne, geleneğine hürmet duyan, herkese eşit davranan, adil lokal yöneticilere muhtaçlığımız var” tabirlerini kullandı.
İHA
