İSTANBUL (İHA) – Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Temel gayemiz enflasyonu düşürmek, kalıcı toplumsal refahı sağlamaktır. Etap evre ne yaptığımızı bilerek bu süreci yönetiyoruz. Gelecek yıl enflasyonun yüzde 20’nin altına düşmesini öngörüyoruz. Tekrar tek haneli enflasyona 2026’da dönecek halde programımızı uyguluyoruz. Yapısal ıslahatlarla, para siyasetleriyle, mali siyasetlerle bunu adım adım gerçekleştireceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Müstakil Endüstrici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen “Türkiye’nin Gücü Ödülleri” programına katıldı. Yılmaz, programda yaptığı konuşmada Türkiye’nin ekonomik dataları ile enflasyonla çaba üzere hususlarda açıklamalarda bulundu. Enflasyon ile gayretin öncelikleri olduğunu söyleyen Yılmaz, Mayıs ayı itibariyle enflasyonda düşüşün görüleceğini söyledi. Yılmaz, “Ekonomide istikrarlı büyümeyi sağlarken kalıcı toplumsal refahı artırmayı hedefliyoruz” dedi.
Cevdet Yılmaz, konuşmasına İsrail’in Gazze akınlarını hatırlatarak başladı. Yılmaz, “Gazze’de kimin nerede durduğu tarihe kaydedilecektir. Memleketler arası sistemin çalışmadığını gösteren en büyük örnektir Gazze’de yaşananlar. Hangi dine mensup olursa olsun, hangi coğrafyada yaşıyorsa yaşasın bu zulme karşı duranları kutluyorum” sözlerini kullandı.
“Dünya ortalamasının üzerinde ekonomik büyüme performansı gösterdik”
Küresel manada ekonomik olarak güç periyotlardan geçildiğini söz eden Yılmaz, “Küresel ortama baktığımızda ekonomik manada çok olumlu bir devirden geçmediğimizi görüyoruz. Bölgemizde de jeopolitik gerginlikler, savaşlar yaşanıyor. Bunun üzerine geçtiğimiz yıl sarsıntısı yaşadık. Dünyada talep daralmasına karşın tüm aksiliklere karşın Türkiye geçen yılı yüzde 4,5 büyüme ile kapattı. Dünyanın ortalama büyümesi yüzde 3’tü. Dünya ortalamasının üzerinde bir ekonomik performans gösterdik” dedi.
Milli gelir artışından da bahseden Yılmaz, “Geçen yıl ekonomimiz 1.1 trilyon doları aştı. Kişi başına düşen ulusal gelirimiz 13 bin doları aştı. Bu sayılarla hacim olarak ekonomimiz dünyanın en büyük 17’inci iktisadı olarak kayıtlara geçti. Son 20 yılda yalnızca sayılarımız büyümedi. Niteliksel bir büyümeye de şahit olduk. Alt orta gelir gurubundan, üst orta gelir kümesine yükseldik. Artık yüksek gelirli ülkeler ligi eşiğindeyiz. Yüksek gelirli ülkeler liginde Dünya Bankası kriteri kişi başına düşen gelir 13 bin 845 dolar. Türkiye önümüzdeki periyotta bu eşiği atlayarak yüksek gelirli ülkeler ligine dahil olacaktır” diye konuştu.
“Kalıcı toplumsal refahı artırmayı hedefliyoruz”
2024 yılında iç dış talebin dengelendiği bir yıl olmasının öngörüldüğünü belirten Yılmaz, “Ekonomide istikrarlı büyümeyi sağlarken, kalıcı toplumsal refahı artırmayı hedefliyoruz. Tüketimi dengelememiz lazım, muhtaçlığımız olmayan tüketimi azaltmalıyız. Tüketimden elde ettiğimiz tasarrufları üretken alanlara kanalize etmeliyiz. Kamuda ve özel bölümde daha fazla tasarruf yapmalı ve bu tasarrufu verimli alanlara aktarmalıyız. Bunu gerçekleştirme gayretindeyiz” dedi.
“Cari süreçler açığı geriledi”
Cari süreçler açığı ile ilgili de konuşan Yılmaz, “Cari süreçler açığımız geçen yılın ortalarında 60 milyar dolar düzeyine kadar yükseldi, yıl sonu ise 45 milyar dolara geriledi. Bugün geldiğimiz noktada Şubat ayı verisine nazaran cari süreçler açığımız 31.8 milyar dolara kadar geriledi. Kalkınmakta olan bir ülkeyiz. Yatırımları azaltarak değil, tasarruflarımızı artırarak dengeyi sağlamalıyız. OVP’de bu sene için yüzde 3 cari açık öngörüyorduk. Gidişata nazaran yüzde 2,5’lar civarında bu yılı kapatacağız” dedi.
Yılmaz, ihracat sayılarına ait de “Geçen yıl 256 milyar doları bulan bir ihracatımız oldu. Bilhassa Avrupa’daki daralmaya karşın büyük bir ihracat yapıldı. Bu yılda ihracatımız güzel gidiyor. Nisan ayı itibariyle yıllıklandırılmış ihracat sayımız 258 milyar dolar civarında. Dış ticaret açığımız geriliyor. Mal ticaretinde biraz açık veriyoruz. Hizmet ticaretinde daha yeterliyiz. Geçen yıl 100 milyar dolara varan hizmet ticaret hacmimiz oldu. Burada turizmin değerli rolü var. 54 milyar dolar geçen yıl turizmde performansımız oldu. Yılsonu itibariyle 60 milyon turist 60 milyar dolar turizm gelirine ulaşacağız” sözlerini kullandı.
İstihdam oranları
İstihdamda olumlu gelişmeler olduğuna da dikkat çeken Yılmaz, “Geçen yıl sonu itibariyle 31.6 milyon kişi istihdam yapılmış. Bu 20 yıl evvel 19 milyonlar civarındaydı. Şubat ayında istihdam sayımız 32.4 milyon şahsa ulaşılmış. OVP’de 10.1 işsizlik oranı öngörüyorduk. Geçen yılı 9,4 ile kapattık. Şubat ayında istihdam oranımız daha da güzelleşerek, yüzde 8,7’ye kadar geriledi” diye konuştu.
Önceliğin enflasyonla çaba olduğunu da lisana getiren Yılmaz, “Reel tarafta düzgünüz, büyümemiz güzel, istihdamımız düzgün, bütçe istikrarımız güzel, ihracatımız yeterli, turizmimiz âlâ. Temel sıkıntımız enflasyon. En temel önceliğimiz enflasyonla çaba. Para siyasetiyle, mali siyasetlerle ve yapısal ıslahatlarla enflasyon meselesini çözme irademizi ortaya koyduk” dedi.
“Temel hedefimiz enflasyonu düşürmek, kalıcı toplumsal refahı sağlamak”
Mayıs ayı itibariyle enflasyonda düşüşün görüleceğini söyleyen Yılmaz, “Temel gayemiz enflasyonu düşürmek, kalıcı toplumsal refahı sağlamaktır. Enflasyon adaletsiz bir yapı ortaya koyuyor. Enflasyon sabit gelirlileri daha fazla olumsuz etkiliyor. Enflasyonu düşürmeye odaklandık. Birçok istikrar içinde enflasyonu düşürme durumundayız. Büyüme, istihdam üzere alanları düşünmezsek daha süratli enflasyon düşer. Bu çok büyük maliyetler doğurur. Biz basamak evre ne yaptığımızı bilerek bu süreci yönetiyoruz. Merkez Bankamız açıkladı, yıl sonu itibariyle enflasyonun yüzde 38’e düşmesi öngörülüyor” dedi.
“Yeniden tek haneli enflasyona 2026’da dönecek biçimde programımızı uyguluyoruz”
Yılmaz, “Gelecek yıl enflasyonun yüzde 20’nin altına düşmesini öngörüyoruz. Tekrar tek haneli enflasyona 2026’da dönecek halde programımızı uyguluyoruz. Yapısal ıslahatlarla, para siyasetleriyle, mali siyasetlerle bunu adım adım gerçekleştireceğiz. Yıllık bazda tesir göremedik lakin aylık bazda tesirleri görüyoruz. Yıllık etkiyi Mayıs itibariyle göreceğiz” tabirlerini kullandı.
“Baz tesiri ile enflasyon düşüyor diyorlar, temel olan program etkisi”
OVP programının tesiriyle enflasyonun düştüğünü tabir eden Yılmaz, “Baz tesiri ile enflasyon düşüyor diyorlar, temel olan program tesiri. Program yok ise enflasyonu düşürmezseniz baz tesiri diye bir şey de kalmaz. Baz tesirini ortaya çıkaran programımızın enflasyonu düşürücü tesiridir. Baz tesiri var lakin temel etkiyi yapan programdır. Siyasi ve toplumsal sahiplenme ile yürüyen programımız var. Bunun tesirini önümüzdeki devirlerde daha süratli göreceğiz” dedi.
Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kredi risk primimiz CDS önemli manada geriledi. Geçen yıl ortalarında 700 baz puan civarındaydı. Bugün CDS 300 baz puanın altına indi. Yurt dışından finansman temini artık çok daha elverişli kurallarda. Döviz probleminden artık bahsetmiyoruz. Seçimlerden evvel halkı döviz almaya yönlendirenler oldu. Herkesin yatırım tercihine saygılıyız. Bunu sistematik olarak yapanlara karşı da sesimizi yükseltmemiz lazım. Spekülatif uğraşlar tam bilakis döndü. Seçim sonrası dövizin geldiği yer ortada. Merkez Bankası rezervlerinde toparlanma sağlandı. Kur oynaklığı azaldı. Memleketler arası finans şartlarına erişim düzgünleşmiş durumda.”
Yılmaz, “Geçen yıl Mayıs ayında Merkez Bankası rezervlerimiz 98,5 milyar dolardı. Şu an 3 Mayıs itibariyle 127 milyar doları buldu. KKM’ı üçte bir oranında azalttık. Finansal istikrarımızı güçlendirirken, gerçek ekonomiyi ihmal etmiyoruz. Seçici kredi programlarıyla ihracatı, üretimi, istihdamı muhafaza çabasındayız. Reeskont kredilerinde uygun şartlı kredileri ihracatçılarımıza kullandırıyoruz. Yatırımlarda yatırım taahhütlü avans kredisini hayata geçiriyoruz. Burada da proje teklifleri toplanıyor. Teknolojik düzeyimizi yükseltecek, katma pahası artıracak projelere uzun vadeli elverişli krediler sağlıyoruz” dedi.
İHA
