Sakarya’nın Ayazı ilçesinden geçmekte olan ve bölgedeki birçok köyün tarım için kullandığı dere, teze nazaran besin fabrikasının atıkları sebebiyle kirli akıyor. Yıllardan beri makûs koku ve dere pisliğinden isyan eden mahalleli, fabrikanın önüne kadar yürüyüş hareketi yaptı.
Kzıılcıkorman Mahallesi’nden geçen ve etraf mahallelerden geçerek Mudurnu Deresi akabinde da Sakarya Irmağı üzerinden Karadeniz’e dökülen derenin, bölgede bulunan GSF Besin Sanayi Fabrikaları’nın atıklarından ötürü yıllardan beri kirli aktığı argüman edildi. Adeta siyaha bürünen derenin yıllardır bir tahlile kavuşturulmadığı için duruma reaksiyon gösteren mahalle halkı, fabrikanın önüne kadar yürüyerek aksiyon gerçekleştirdi. Fabrikanın önünde toplaşan mahalle sakinleri ellerindeki ‘Balıklar öldü sıra çocuklarda’, ‘Yeter artık 40 yıl oldu, bıktık’, ‘Doğaya zulüm beşere zulümdür’ pankartlarıyla yaptığı yürüyüşte ise jandarma grupları geniş güvenlik tedbiri aldı. Mahallelinin tek istediği ise fabrikanın arıtma aygıtını faal hale getirip bölgenin pislik ve makûs kokudan arındırılması.
“Artık ceza da işe yaramıyor”
İnsanların mağdur olduğunu belirten mahalle sakini Mehmet Gülşen, “Deremiz hali çok makûs ve yıllardan beri biz bu sıkıntıyı çekiyoruz. Dere yakınlarında okul var ve birçok çocuk makûs kokudan ötürü sınıflara giremiyor. Derenin çabucak kenarında Kur’an kursu var ve buraya çocuklar gelemiyor. Vaktinde biz bu derede yüzerdik artık ise siyahlaştı. Köyün içinden geçeni geçtim D-100 kara yolundan geçen beşerler bile kokuya dayanamıyor. Artık köyümüzün ismi ‘Pis kokulu köy’ kaldı. Burada kahvehaneler, lokantalar var kimse buralara gelemiyor. Geçtiğimiz Cuma günü atık suyu bırakan fabrikaya ceza kesildi ve 2-3 gün kapalı kaldı fakat bugün tekrar atık, yeniden koku var artık ceza da işe yaramıyor” dedi.
“Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık”
Yaklaşık 40 yıldan beri kokudan rahatsız olduklarını belirten Kızılcıkorman Mahallesi Muhtarı Mecid Kızıldağ, “Mahallemizin içinden geçmekte olan tarla düzeylerini düşürmek için açılan kanalda 1982 yılında açılan bu fabrika ürettiği nişasta ve glikoz üretiminin atıklarını kanalımıza bırakıyor. Burası 1982 yılında açıldı ve o günden bu güne kadar kanala akıtıyor pisliklerini. Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık. Lisanımızın döndüğünce insanlara anlattık fakat hiç kimse bir deva bulamadı konut bu günlere kadar geldik. Etraf mahalle sakinleri muhtarları herkes burada ve bu işten muzdarip, biz de bunu lisana getirmek için yürüyüş gerçekleştirdik. Bizim kimseyle meselemiz yok, arka niyetimiz yok. Fabrikanın üretim yapması gerekiyorsa üretimini yapsın lakin arıtmasını çalıştırsın. Bu fabrikadan 100-150 kişi ekmek yiyorsa öteki taraftan yoldan geçenler hariç 3 bin, 5 bin kişi kokuyu çekmek zorunda bırakılıyoruz. Muhtarlıkta benim dördüncü dönemim gelen her kaymakama, belediye liderine ve valiye yani bu işte tesiri olabilecek herkese anlatmaya çalıştım fakat herkes topu diğerlerine attı. Sağ olsunlar yeni gelen vali ve kaymakam bize sahip çıktı, biz de mahalle halkı olarak nizam içinde hareket yaptık” diye konuştu.
“İnsanlar meskeninde dururken, sokakta gezerken maske takıyor”
Mahalle halkının birçoklarının maske taktığını aktaran Kızıldağ, “Sinekler o denli bir hale geldi ki eşek arısı üzere oldu. Burada beşerler pencerenin camlarını açamıyor, konuk ağırlayamıyor hatta kanala yakın olan beşerler daha makus durumda. Ben muhtar olarak utanıyorum. Buradan kim kime zahmet oluşturarak para kazanıyorsa haram olsun. Beşerler meskeninde dururken, sokakta gezerken maske takıyor artık zira kokudan durulmuyor. Ben muhtarlık dönemimde defaten temizlettim lakin yeniden de pislik içinde kalıyor” şeklide konuştu.
İHA
