Kıskançlık, kimisi için son derece normal ve yaygın bir duygu olarak kabul edilse de, kimileri tarafından kişilerin özgürlüklerini kısıtlayıcı, olgunluktan ve güvenden uzak bir tavır olarak nitelendirilmektedir. Ancak uzmanların görüşlerine bakıldığında, ilişkide kıskançlık belirli sınırlar altında normaldir.
Kıskançlık dürtüsünün ortaya çıkma sebebi yaygın inanış gibi ‘seven kıskanır’ ilkesinden ziyade, karşıdaki kişinin kaybetmeme isteği ya da özgüven problemi ile ilgilidir. İlişkinin kıskanç tarafı eğer karşısındakini kaybetme konusunda büyük bir endişe duyuyorsa, aynı büyük oranda kıskançlık dürtüsünü de ortaya koyacaktır. Kaybetme korkusu kişide bir tedirginlik halinin oluşmasına sebep olmaktadır. Bu tedirginlik halinden ötürü de kişi kıskançlık duygusu nu kontrol edemeyerek belki de abartılı bir tutum içerisine girebilmektedir. İlişkilerde kıskançlık duygusunun olması son derece normalken, özellikle bilinmesi gereken konu kıskançlığın dozu hakkında doğru yaklaşılmasıdır. Eğer karşınızdakinin kıskançlığından ötürü ilişkinin keyfini süremeyecek haldeyseniz, bu artık psikolojik yardım gerektiren bir durum olacaktır. Özellikle özgüven eksikliği sebebiyle takınılan kıskançlık tutumu, ilişkinin tüm keyfini ve mutluluğunu kaçırabilecektir. Yani kıskançlığın dozunun ayarlanması, ilişkinin seyrini nasıl etkilediği ve ilişki kalitesine zarar verip vermediği ile alakalıdır. Bir diğer anlamı kaybetme endişesi olan kıskançlık uzmanların da söylediklerine göre, ilişkinin gidişatını kötü etkilemedikçe son derece faydalı olarak kabul edilmektedir.
