İzmir Kitap Fuarı, hafta sonunda da muharrirler ve okurları bir ortaya getiriyor. “Çocuk edebiyatı” ana temasıyla düzenlenen ve Türkiye’nin açık alanda düzenlenen en büyük kitap fuarı olma özelliği taşıyan İZKİTAP Fest, birbirinden ünlü müelliflerin söyleşileri, imza aktiflikleri ve farklı yaş kümelerinden pek çok çocuk için rengarenk cümbüş alanları ile hafta sonunda da fuar ziyaretçilerine unutamayacakları tecrübeler yaşattı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi konut sahipliğinde, İZFAŞ ve SNS Fuarcılık iş birliği ile Kültürpark’ta düzenlenen İZKİTAP Fest – İzmir Kitap Fuarı, hafta sonu, edebiyat ve yazım dünyasının birbirinden pahalı isimlerini ağırladı. Tarihçi, müellif, akademisyen Prof. Dr. Emrah Safa Gürkan, şair ve müellif Murathan Mungan ile animasyon imalcisi ve karikatürist Varol Yaşaroğlu, Kültürpark Atatürk Açıkhava Tiyatrosu’ndaki söyleşilerle İzmirlilerle buluştu. Söyleşilere yüzlerce okur katılırken müelliflere kitaplarını imzalatmak için de uzun sıralar oluşturdu. Bunun dışında; Ahmet Telli, Buket Uzuner, Canan Tan, Çağan Irmak, Deniz Erbulak, Handan Belivermiş, Mine Söğüt, Murat Menteş, Sinan Meydan, Umut Sarıkaya, Yılmaz Aslantürk üzere birbirinden bedelli isimler okuyucuları ile buluştu. Ümit Nar moderatörlüğünde gerçekleşen kitap mezatı da büyük ilgi gördü. Akın Ersoy ve Ersin Doğer, İzmir (Smyrna) Arkeolojisi söyleşisi ile Lozan Sahne’de kitapseverlerle buluştu. Tüm geliri okuma zahmeti çeken maddi durumu yetersiz çocuklara bağışlanacak olan, Açelya Görgü, Bengi Birgi, Handan Gökçek, Kübra Alpman, Mine Sıraçe, N.Nur Öner, Nimet Şengül’ün yazdığı Renkli Sayfalar kitabının lansmanı da İZKİTAP Fest’ta gerçekleşti.
“Günün kaidelerini anlamamız bize yol gösteriyor”
Düzenlenen söyleşide İzmirlilerle bir ortaya gelen Prof. Emrah Safa Gürkan, yeni yazdığı “Cumhuriyetin 100 Günü”, “Cumhuriyetin 100 İsmi” kitaplarında anlattığı bahislere değindi. Gürkan, “Cumhuriyetin 100 İsmi kitabım, Cumhuriyeti hangi takımlar kurmuştur, kimi dayanak kimi köstek olarak Cumhuriyet’in kuruluşunda rol oynayan 100 ismi, onların hareketlerine istikamet veren art planlarıyla kaleme aldım. Ezbere anlatıların dışına çıkan bu portreler, şahısları olduğu kadar, o günün kaidelerini da anlamamız için bize yol gösteriyor. Birçok eğitimli genç subayın ve vizyonu olan takımların kazanımıdır Cumhuriyet. Bana 40 yaşımda çok genç profesör oldun diyorlar. Oysa bu adamlar 40 yaşında general olup orduları yönetiyordu” dedi.
Gürkan, “Cumhuriyetin 100 Günü isimli kitabından ise “Aksayan planların, kaygan ittifakların, saklanan niyetlerin, ancak en nihayetinde tartışmasız bir zaferin hikayesi. İnkılabın Ayak Sesleri’nde Cumhuriyetin dönüm noktası olan 100 günü kaleme alırken genç bir Cumhuriyetin doğuşunun kıssasını anlattım” diyerek bahsetti.
“Sosyal medyanın getirdiği bir cehalet yaşıyoruz”
Şair ve muharrir Murathan Mungan da düzenlediği söyleşi ve imza etkinliğinde büyük ilgi gördü. Mungan, şair ve muharrir kimliği ile içinde bulunduğumuz dünyanın, çağın, edebiyatın, sanatın, kültürün kodları ve manşetleri üzerinde konuştu. Mungan “İlk yazım, 20 yaşında bir gazetede kültür sanat sayfasında yayınlandı. O devir Türkiye’nin siyasi olarak karışık olduğu yıllardı. Birinci yazım, sırtımda kırılan sopalarla bende iz bıraktı. Bu tip şeylerle sonrasında da beni bekleyen manileri bekliyordum. Avukat olan babamın hukukçu olmam konusundaki ısrarına karşın yazmayı bırakmadım. Ben yazıya, edebiyata olan tutkumu hiç bırakmadım. Ömrümü adadım. Üstünde adımın, soyadımın yer aldığı 90 kitabım bulunmakta. İçinde bulunduğumuz bu çağda kültürel çölleşmeye gidiyoruz. Ülkemizde bu nedenle pek çok okula konuşmacı olarak gidiyorum. Türkiye çok büyük kayıplar yaşıyor, ahlak, vicdan, hakkaniyet, bedel ve en kıymetlisi lisanımızı kaybediyoruz. Ülkemizdeki ulusal eğitim müfredatı daraltılıyor, içinde matematik yok, ideoloji, mantık, psikoloji yok. Edebiyat dersleri kısırlaştırılmıştır. Toplumsal medyanın getirdiği bir cehalet yaşıyoruz. Ben içinde bulunduğumuz bu çağa, çakma çağ diyorum” diye konuştu.
İzmir doğumlu, animasyon imalcisi ve karikatürist Varol Yaşaroğlu da söyleşi ve imza aktifliği ile sevenleriyle buluştu. Yaşaroğlu, hem küçük hem de yetişkin hayranları tarafından ağır ilgi gördü. İzleyiciler, çocukların sevgilisi Kral Şakir kitapları, çizgi sinemaları ve şovları hakkında müellifle karşılıklı soru karşılık formunda hoş dakikalar geçirdi. Yaşaroğlu, “Biz bu mizahı yaparken yalnızca çocuklara değil yetişkin olarak kendi güldüğümüz esprileri de eserlerimize koyuyoruz. Ben çocukluk hayalimi gerçekleştirdim. En çok istediğim şey Pembe Panter’i izlerken keşke bu türlü bir şeyi Türkler de yapabilse oluyordu. Bunu başarmış olmak beni çok memnun ediyor” dedi.
İHA
