Muş’ta öğrenciler, okullarının duvarlarını yaptıkları fotoğraflarla adeta birer sanat yapıtına dönüştürdüler. 40 metre uzunluğundaki ve 5 metre yüksekliğindeki okul duvarına Muş’u temsil eden figürler yapıldı.
Muş’ta, toplumsal sorumluluk projesi çerçevesinde bir ortaya gelen Şehit Yücel Kurtoğlu Hoş Sanatlar Lisesi öğrencileri, okul duvarlarını renklendirdi. Okul Müdürü ve öğretmenlerin yönlendirmesiyle 25 öğrenci, toplumsal sorumluluk projesi kapsamında harekete geçti. Öğrenciler, Muş’un kültürel ve doğal mirasını yansıtan değerli sembollerin fotoğraflarını okulun duvarına işlediler.
Sultan Alparslan, Muş lalesi, Telli Turna, çiriş otu, dağ muzu ve Tarihi Murat Köprüsü üzere semboller, öğrencilerin fırçalarından davarlara işlendi.
Öğrencilerin yaptığı bu çalışma, hayallerini sanata dönüştürmenin yanı sıra topluma da bir bildiri verirken kültürel mirasın korunması ve sahip çıkılması gerekliliği vurgulandı.
Okul Müdürü Abdülkerim Özçelik, gazetecilere yaptığı açıklamada, 25 öğrencinin 40 metre uzunluğu ve 5 metre yüksekliği bulunan okul duvarına yöresel figür çizerek kültürel mirasa dikkat çektiklerini belirterek, “Okul olarak Muş’un tarihi ve turistik yerlerin devamlılığını sağlamak ve kalıcı hale getirmek hedefindeyiz. Öbür taraftan fotoğraf kısmı öğrencilerimizin deneyimlerini artırmak daha çok tecrübe sahibi olmak ve kendi alanlarında işleri yürütmek ismine kıymetli bir çalışmadır” dedi.
Resim Öğretmeni Yahya Yazı, “Burada öğrencilerimizle birlikte ortalama 5 metre yüksekliğinde, 40 metre uzunluğunda bir duvar tasarımı, duvar çalışması yaptık. Bu duvar çalışmasında Muş vilayetimizde genel olarak çokça konuşulan, toplumsal medyada halkın genel olarak çokça konuştuğu imgeler yer alıyor. 1071 yılında Anadolu’nun kapısını Türkiye’ye açan Sultan Alparslan’ın imgesi var. Onun dışında Murat Irmağı üzerinde bulunan Tarih Murat Köprüsü imgesi bulunuyor. Bunun dışında Nisan ve Mayıs aylarında açan ve yalnızca 15 günlük ömrü olan lalemiz var. Bunun dışında Anadolu yöresinin türkülerine de konuk olan telli turnamız var, toy kuşumuz var. Bunun dışında İlkbahar’da buradaki yöre insanlarının geçim kaynağı olan kenger, kerenk, çiriş otunun imgelerine yer verdik. Öğrencilerin her yıl yaptığı toplumsal sorumluluk projesi ismi altında yapıldı. Daha evvel de bu öğrenciler öteki okullarda da emsal çalışmalar yaptılar. O okulun beklentileri üzerindeydi dizaynlarımız. Bu ise büsbütün farklı bir tasarım olarak öğrenciler duvarda görselleştirdi” halinde konuştu.
Resmin bir tutku ve bir sanat olduğunu belirten 12. sınıf öğrencisi Naziren Bozkurt, “Burada bu duvar fotoğrafın çalışırken daha evvel de hani içerisinde yaşadığım vilayette çokça hepimizin bildiği, sembolik olarak gösterilen şeyleri çalıştık. Fotoğraf bir tutkudur, bir sanattır. Birebir vakitte ruhsal baskıdan kurtulmak için bir terapi üzere bir şeydir. Resmi okuduğum için çok şanslı hissediyorum kendimi. Bu duvara başladığımız vakit duvar çok harabe haldeydi. Hani öncelikle şey yaptık, biz burayı farklı bir formda yaklaştık. Yapamayacağımızı düşündük. Hocalarımız, müdürümüz bize çok takviye oldular. Öncelikle sıvaladık. Öğrenciler, bu duvarın çatlayan yerlerini sıvaladık. Onları görünce bize alışılmış ki deşarj olduk. Onlarla bir arada biz de çalışmaya başladık. Motive olduk onların sayesinde. Hocalarımızın bize takviyesi çok fazlaydı. Öncelikle zorlandık, bitiremeyeceğimizi düşündük. Zira duvar hem yüksek, kaideler da kısıtlı. Okuldan sıra getirip yüksek dizerek biz bu çalışmayı bitirmeye çalıştık. Sonucunda hoş bir şey ortaya çıktı, hayallerimiz. Tıpkı vakitte yalnızca bu değil. Biz sanatı hem yaşıyoruz, hem yansıtıyoruz. Bu sene 12. sınıf olarak son senem. Üniversiteyi kazanmak istiyorum. Frida Kahlo üzere kendine özgüveni olan bayanlar sanatçı olabilir diye düşünüyorum. Ben de onun yolundan ilerliyorum. Sanatçı olmak istiyorum. Âlâ bir üniversiteye gidip İstanbul üzere bir yerde okumayı ben de çok isterim” formunda konuştu.
İHA
