“Yüzyıllık Emanet: Kızılay Esir Mektupları” standının açılışında konuşan Cumhurbaşkanlığı İrtibat Lideri Fahrettin Altun, “Amacımız bizlere bir vatan bırakmak uğruna atalarımızın yaşadığı acıları gözler önüne sermektir. Onların aziz anısını hürmetle yad etmektir. Zira ağaç köküyle insan atasıyla yaşar” dedi.
Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı tarafından düzenlenen “Yüzyıllık Emanet: Kızılay Esir Mektupları” standı tarihi Galataport Paket Postanesi’nde ziyaretçilerle buluştu. Açılışa, Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Lideri Fahrettin Altun, TRT Genel Müdürü Prof. Dr. Mehmet Zahid Sobacı, Kızılay Genel Lideri Prof. Dr. Fatma Meriç Yılmaz ve davetliler katıldı. Stant, Birinci Dünya Savaşı’nda esir düşen asker ve sivillerin mektupları üzerinden esaret ömrünü husus alıyor. Kızılay Arşivi’nde ihtimamla korunan 25 bin mektup ortasından seçilen mektuplar; fotoğraf ve enstalasyonlar sergileniyor. Savaşın ve esaretin karanlığında filizlenen umutların, hasretlerin ve şiddetli çabaların kıssasını anlatan stantta, Filistin Cephesi’nde savaşan ve orada esir düşen askerlerin fotoğraf, mektup, esir kartı ve eşyalarına ilişkin özel bir kısım yer alıyor. Yüzyıllık Emanet: Kızılay Esir Mektupları Standı, İstanbul Galataport Paket Postanesi’nde 1 ay boyunca ziyarete açık olacak.
“Amacımız bizlere bir vatan bırakmak uğruna atalarımızın yaşadığı acıları gözler önüne sermektir”
Serginin açılışında konuşan Cumhurbaşkanlığı İrtibat Lideri Fahrettin Altun, “Malumunuz, “Yüzyıllık Emanet” standını birinci sefer geçtiğimiz yıl Kasım ayında Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi’nin iştirakleriyle Millet Kütüphanesi’nde açmıştık. Bu standımız, büyük bir teveccüh görmüştü. ’Yüzyıllık Emanet: Kızılay Esir Mektuplar’ standını bu sefer İstanbul’da Galataport’un simge binalarından Paket Postanesi’nde ziyarete açıyoruz. Bu sergiyi düzenlerken savaşın ve esaretin insanlık dışı şartlarına dair farkındalık oluşturmayı ve vatan için büyük bedeller ödeyen esirlerin anılarını yaşatmayı hedefliyoruz. Standımızdaki mektuplar ve evraklar savaşın yalnızca cephede değil, cephe gerisinde de ne kadar yıkıcı olduğunu göstermektedir. Çünkü bir savaşın arkasında bıraktığı trajediyi ve kıssayı anlamadan, yaptığı yıkımı idrak etmek mümkün değildir. Maksadımız bizlere bir vatan bırakmak uğruna atalarımızın yaşadığı acıları gözler önüne sermektir. Onların aziz anısını hürmetle yad etmektir. Zira ağaç köküyle insan atasıyla yaşar. Burada sergilenen, Birinci Dünya Savaşı esirlerinin yazdığı 25 bin mektup savaşın ve esaretin karanlığında filizlenen umutların, hasretlerin ve güçlü gayretlerin kıssasını anlatıyor. Bu standımızda esir mektupları, kartpostallar ve kayıtlarla birlikte esir askerler tarafından çıkarılan gazeteler yer alıyor. Tüm bu mektupları, gazeteleri Mısır’dan Hindistan’a, Fransa’daki çalışma kamplarından Sibirya’ya kadar dünyanın dört bir yanına savrulan esirler kaleme aldı” dedi.
“Dün bizim topraklarımızı işgale yeltenen müstevliler, bugün Filistin’in işgal edilmesini savunuyor”
Konuşmasında Filistin’deki katliama da değinen Altun, “Bugün, teknolojiden iktisada, dış siyasetten eğitime, spordan kültür-sanata her alanda inkişaf eden büyük bir devletin, büyük bir ülkenin fertleriysek bunu fedakar ve cefakar ecdadımıza borçluyuz. Ecdadımızın büyük fedakarlıklar gösterdiği cephelerden birisi de malumunuz Filistin Cephesiydi. Biz standımızda bu cephede esir düşen askerlerimizin mektuplarına ve görsellerine de özel bir yer ayırdık. Bu fotoğraflar ve görsellerin bize söylediği şudur; Filistin, tarihimizin ayrılmaz bir modülü, mütemmim bir cüzüdür. Tarih boyunca da tüm dünyada adaletin ve barışın müdafaasını yapmış bir millet olarak bugün de Filistin halkının yanındayız. Haklı davalarının destekçisiyiz. Bu prestijle, Gazze’de İsrail’in tarihte eşi gibisi olmayan bir vahşilikle yaptığı akınlara ve soykırıma karşı çok güçlü bir biçimde karşı çıkıyoruz. Dün bizim topraklarımızı işgale yeltenen müstevliler, bugün Filistin’in işgal edilmesini savunuyor. Bu his ve niyetlerle sözlerime son verirken 25 bin esir mektubunu 100 yıl boyunca koruma eden Türk Kızılayı’na ve katkıları için TRT’ye şükranlarımı sunuyorum” tabirlerini kullandı.
İHA
