featured

Nuh Tepesi İnceleme

2019 yapımı 7.4 IMDb puanlı bir filmle karşınızdayım sevgili film severler.
Başrollerini Ali Atay ve Haluk Bilginer’in birlikte paylaştığı filmimiz, benden de benzer bir not aldı .
Kısaca konusunu aktarayım sizlere.

Konusu

Ömer (Ali Atay) ve babası İbrahim (Haluk Bilginer) beraber köylerine gidiyorlar. Çünkü İbrahim’in tabiri caizse 3 günlük ömrü kalmış. Ve kendisini küçükken diktiği bir ağacın dibine gömdürmek istiyor. Baba oğul pek muhabbetli değiller. Babası zamanında annesini ve oğlunu bırakıp Fransa’ya başka bir kadın için gidiyor. Oğlu burada ruhen yıkılıyor. Dayılarıyla zor zamanlar geçiriyor. Babasına hep nefret duyuyor ve bu sebeple de annesine bile kötü davranıyor.
Ömer’in bu yıkık hali evliliğine de yansıyor haliyle. Karısıyla boşanmak üzere ve üstelik karısı doğurmak üzere.
Gel gelelim köye varıyorlar. Ama ne görsünler. İbrahim’in diktiği ağacı, köy halkı tövbe haşa Allah dikti deyip ağaçtan medet umuyorlar. Turistler bile gelip ziyaret ediyor. Köydeki bir takım uyanık esnaf da bu işten ekmek yiyor haliyle.
Fakat İbrahim ısrarla ağacı ben diktim, parsel de benim aileme ait diyor. Ağacı İbrahim’in diktiğine tek şahit de rahmetli babası. Oğlu tapuda falan bayağı bir uğraşıyor işin aslını ortaya çıkartmak için. Ama belgeler güya bir selde kaybolmuş. Sadece Nuh Tepesi’nde olan tapular yanmış ne hikmetse. Neyse efendime söyleyeyim, Ömer sinirleniyor ağacı yakmak istiyor falan. Babası bazen yakmak istiyor. Ama yapmıyorlar. İşi usulüne uygun çözmeye çalışıyorlar. Ama ne fayda. 3 günlük ömrünün 3.gününe geliyor İbrahim. Oğlu babasının vasiyetini yerine getirip, babasını ağacın yanına gömüyor bir gece vakti ve filmimiz sona eriyor.
Şimdi gelelim benim yorumlarıma.

İnceleme

Yahu Haluk Bilginer sen nasıl da güzel yakışıyorsun böyle sorumsuz aklı git gelli yaşlı baba rollerine. Vallahi sırf bu rolü oynamak için doğmuş gibisin. Love u.!
Ali Atay ise 1 yıllık küfür kapasitesini bu filmde harcamış misali, uçan kuşa dağa taşa sövüyor. Eminim aşırı rahatlamıştır. Valla o sövdükçe bana bile bi oh be dünya varmış hissi geçti.
Sorumsuz bir baba, yaşanmamış bir çocukluk insanın hayatını mahvetmeye yeter gibi. Bu konu çok derin işlenmese de, Ömer’in bakışları bize bu duyguyu fazlasıyla yaşatıyor.
O insanlar da biliyor ağacın bir esprisi olmadığını. Ama o insanları yaşatan umutlarıydı. Ve bunun ellerinden alınmasını istemiyorlardı. Kendilerince haklılar.
Esnafın söylediği bir laf vardı. “madem bu ağacın olduğu arazi babanın ailesine ait, ama 50 yıldır vu toprağa biz baktık. Bu çocuğun babası biziz. Şimdi bir adam çıkıp diyor ki, bu çocuğun babası benim. Be mübarek, madem babası sensin, 50 yıldır neden halini hatrını sormadın. Neden 50 yıldır gelip bir damla su vermedin”
İşte burda İbrahim’in karakterini de görüyoruz. Ama ne fayda. Ölen öldü, giden gitti.
Ya bir ara benim diktiğim ağacın yerinde bir taş vardı falan demişti babası. Öldüğü yerde de bir taş gördüm. Belki de diktiği ağacı bulmuştur bilemedim. O kısmı da siz çözün, sonra bana yorum yazarsınız. Eyyorlamam bu kadar. Herkese iyi seyirler dilerim.
Bu arada Ali Atay tribeca film festivalinde bu filmle en iyi erkek oyuncu ödülünü kaptı. Duymayanlara iletelim.

Nuh Tepesi İnceleme

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bizi Takip Edin