Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Yanık, şeker, tansiyon ve kolesterol yüksekliği bulunan hastalarının, kalp ve damar kusurlukları açısından risk oluşturduğunu söyledi.
Medicana Sıhhat Gurubu hekimlerinden Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Yanık, 8-14 Nisan Kalp Haftası nedeniyle kalp ve damar kusurlukları ile alakalı ihtarlarda bulundu. Dünyadaki en kıymetli vefat sebeplerinden biri olan kal ve damar hastalıklarına yakalanmamanın ve sağlıklı kalmanın ayrıntılarını paylaşan Uzm. Dr. Ahmet Yanık, kalp ve damar hastalarının uyması gereken kuralları da söz etti.
“Şeker, tansiyon ve kolesterol hastaları, kalp-damar hastalıkları için risk oluşturuyor”
Bazı hastalıkların kalp-damar hastalıkları için risk oluşturduğuna değinen Medicana Intarnational Samsun Hastanesi tabiplerinden Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Ahmet Yanık, “Kalp ve damar hastalıkları tüm dünyada olduğu üzere ülkemizde de en kıymetli mevt sebeplerinin başında gelmektedir. Kalp sıhhatimizi korumak istiyorsak, fizikî aktiveye ehemmiyet vermemiz gerekiyor. Haftanın 4-5 günü 30 ile 45 dakika fizikî aktivitede bulunmalarını ve hareketsiz hayattan uzak kalınmasını öneriyoruz. Diyet çok değerli. Zerzevat yüklü beslenmek, fastfood biçimi yiyeceklerden uzak durmak, tuz alımının kısıtlanmasına dikkat etmek değerli. Tuz kullanımının fazlalığı, tansiyonu tetikliyor. Tansiyon hastalığı da kalp ve damar hastalığı için önemli bir risk faktörü oluşturuyor. Bunun için tuz alımına dikkat edilmesi gerekiyor. En dikkat edilmesi gereken husus da sigaranın bırakılmasıdır. Sigara, kalp sıhhati açısından önemli risk faktörü. Sigara içenlerin kalp hastalıklarına yakalanma riski, içmeyenlere nazaran 3-4 kat daha fazla. Ayrıyeten şeker, tansiyon ve kolesterol yüksekliği kalp hastalıkları için risk oluşturuyor. Bu hastalıkları olanlar denetimlerini aksatmamalı ve ilaçlarını nizamlı kullanmalıdır. 40 yaşını geçmiş herkese yılda en az 1 sefer kalp muayenesini öneriyoruz. Bu muayeneden sonra da hekimin belirlediği müddette sistemli denetimlerin yaptırılması gerekiyor” dedi.
“Balon ve stent süreci ile kapalı damarlar açılabiliyor”
Anestezi olmadan yapılan görüntüleme ve damar açma tekniklerinden de bahseden Uzm. Dr. Ahmet Yanık, “Kalp hastalıklarının en büyük belirtisi göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı ve bayılma üzere şikayetler olur. Göğüs ağrısını birçok hastalık yapabilir. Kalp hatalığında göğüs ağrısı genelde göğsün orta kısmında çeneye yahut sol kola yayılan, yaklaşık 10-15 dakika süren bir baskı, yanma halinde olan ağrıdır. Bu türlü ağrı ve yanması olanların kalp istikametinden muayene olması gerekir. Hastaları muayene ederken fizik muayenenin yanı sıra EKG’lerini görüyoruz, ekokardiyografi yapıyoruz. Gerekli hastalarda efor testi ve birtakım tetkikler yaparak damarlarda bir tıkanıklık var mı bunu buluyoruz. Şayet kalp damarında bir tıkanıklık bulursak o vakit koroner anjiyografi yapıyoruz. Koroner anjiyografi 10-15 dakika sürecek bir süreçtir. Hastalara anestezi vermeden el bileğinden ya da kasıktan anjiyolarını yapıp, kalp damarlarını görüntülüyoruz. Bu usulle kalp damarlarında bir tıkanıklık buluyorsak ve açılması gerekiyorsa çoklukla birebir esnada balon ve stent süreci ile damarlarını açıyoruz. Bazen çok önemli ve fazla stent gereken darlıklar olabiliyor. O denli durumlarda da hastaya bypass ameliyatı gerekebiliyor. O vakit da hastaları bypass ameliyatına yönlendiriyoruz” diye konuştu.
Kalp krizi anlarının hastalarda farklılık göstermesine de açıklık getiren Uzm. Dr. Yanık, “Kalp krizlerinin çeşitleri var. Kimi kalp krizleri daha ağır seyrediyor. Bayılan hastalarda birebir esnada ritim bozukluğu olabiliyor, kalbi duran hastalar olabiliyor. Bazen hastalar acil servise direkt kalbi durmuş formda gelebiliyor. Bunlar kalp krizinin boyutuna nazaran değişiyor. Tüm kalp krizleri tıpkı değil fakat kimileri ağır seyredebiliyor. Genç yaşta kalp krizleri daha önemli seyredebiliyor. Birtakım hastalar hastaneye bile yetişemeyebiliyor. Kalp krizi anında yaşanan durumlar da krizin çeşidine ve hastanın yaşına, durumuna nazaran değişebiliyor” halinde konuştu.
İHA
