Hatay’da yaz aylarında Asi Nehri’ni kaplayan su sümbülleri, kurutulduktan sonra İskenderun ilçesinde bayanların elinde örülerek sanat yapıtına dönüşüyor. Su sümbüllerinden elde edilen sepet, sele ve çimem üzere eserler uzun yıllar kullanılabiliyor.
Lübnan’dan doğarak Hatay’ın Samandağ ilçesinde Akdeniz’e dökülen Asi Nehri’ni yaz aylarında su sümbülleri kaplıyor. Irmaktaki canlıları tehdit eden su sümbülleri, belediye grupları tarafından temizleniyor. Hiçbir işe yaramadıkları düşünülen su sümbülleri, Hatay Büyükşehir Belediyesi Meslek Edindirme Kurs Merkezi (HATMEK) kursiyerleri olan depremzede bayanlar tarafından sanat yapıtına dönüştürülüyor. İskenderun ilçesinde verilen kursta, su sümbüllerinden elde edilen sepet, sele ve çimem üzere eserler uzun yıllar kullanılabiliyor. Depremzede bayanlar bir yandan üreterek gelir elde ederken başka yandan da sarsıntı psikolojisini atlatıyorlar.
Usta öğretici Azize Alay, su sümbüllerinin Asi Nehri’ni tehdit eden bitkiler olduğunu ve bu bitkilerin kurutulmasıyla sepet üzere örgü eserlerine dönüştüğünü belirterek, “Su sümbülü aslında bizim Hatay’ın endemik bir bitkisidir. Asi ırmağını tehdit eden bir bitkidir genelde, belediye grupları tarafından ırmak su sümbüllerinden temizlenir. Halbuki Uzak Doğu’da bu bir dönüşüme sahne oluyor, bunlar toplanıp baş aşağı öbekler halinde asılıyor, kurutuluyor ve bu halde yine dönüştürülerek işte sepete, sele, çimeme dönüşüyor. Aklınıza gelebilecek her şeyi örebiliyorsunuz. Örümü kolay yeniden başka bitkiler üzere işte ıslatılarak örülüyor ve sağlıklı da. Birde bir kadememiz daha oluyor, su sümbülü kurutulduktan sonra tombekler halinde dizilip brandayla örtülüyor ve bir asitle onun doğal yapısı sabitleniyor yani çökme yapmıyor bitki. Böcekten falan da arındırılmış oluyor. Artık bu çeşit gereçler genelde mutfakta ve salonlarda kullanılıyor. Suya sağlam, küf ortamı dışında 25-30 yıl sarfiyat. Bizim buralar rutubetli yani, 20 yıl çok rahat gidebiliyor” tabirlerini kullandı.
El sanatının terapi olduğunu ve kendisini keyifli hissettirdiğini söyleyen 56 yaşındaki afetzede Nesrin Kiremitçi ise, “Deprem korkusu bizi dışarılara itti. Pandemide içerilerdeydik lakin sarsıntıdan sonra dışarılara çıkmak zorunda kaldık. Binalara giremiyorduk lakin sonra bu işin bu türlü yürüyemeyeceğini algıladık. Neyle uğraşabiliriz, ne yapabiliriz, ne öğrenebiliriz, ne üretebilirizin peşine düştük. Sağ olsun HATMEK de bize bu türlü bir imkan sağladı. Öğretmenimiz hani gelebilirsiniz deyince su sümbülüyle başladık. Su sümbülleri o kadar hoş bir gereç ki çok hoş çıkıyor ve çok şık oluyor. Büsbütün doğal, bunun bizim vilayetimizin içerisinde yetiştiğini öğrendim. Bayağı hoş bir şeymiş dönüşümü çok hoş, ayrıyeten çok büyük markaların çok büyük parayla sattıkları bir eser diyeyim” formunda konuştu.
İHA
